Bir süre önce gazetelerden birinde bir haber okumuştuk. Habere konu olan kişi İskandinav ülkelerinden birinde yaşayan uzun boylu bir kadın. Bu kadının boyu 1.85 cm ve halinden memnun değil. Bir gün arkadaşları ile toplandığında sohbet sırasında ;
-“Ne olurdu benim de boyum diğer kadınlar gibi 1.65 olsaydı..” diye arkadaşlarına dert yanıyor.
Aradan kısa bir süre geçtikten sonra kadın yolda yürürken bir araba gelip kadına çarpıp altına alıyor. Apar topar hastaneye kaldırılıyor ve ameliyathaneye alınıyor. Doktorların konsültasyon (ortak karar gibi bir şey) sonucunda kadının kazada kırılan iki bacağının da ayaklarından itibaren kesilmesine karar veriyorlar ve bacaklar 20 cm kesiliyor.
Neticede biraz farkla da olsa kadın ameliyat sonrasında istediği gibi 1,65 boya kavuşuyor..
Ömür boyu vicdan azabı çekip koltuk değneğine mahkum olarak yaşamak çok zor olsa gerek.. Allah’ın verdiğine veya vermediğine razı olmak gerekiyor.
Duanın vakti
Allah Teala’nın tüm duaları kabul edeceği bir vakte denk gelirse, duanız hakkınızda hayırlı ve hayırsız olsa da kabul edilebilir. Bu nedenle bizler akıbetimizi bilmediğimiz için bir şeyi isterken;
-“Ya Rabbi, hakkımda hayırlıysa ver” diye dua etmeye gayret ederiz.
Olaydan anlaşılacağı üzere icabet vaktinde Allah Celle ve Alâ müslüman olmayanların da dualarına icabet etmektedir. Hakkımızda hayırlı olanı bilemiyoruz, aynı şekilde hayırlı olmayanı da bilemiyoruz. Bu nedenle Allah Teala bazı dualarımızı erteliyor bazı duaları ahirete bırakıyor ve bazı dualarımızı da kabul etmiyor. Yukarıdaki olay oldukça ibret verici bir hadisedir. Buna bakarak şunu diyebiliriz;
“Mevla neylerse güzel eyler”
Duanın Vakti
Yorum Gönder