Eban bin Sâid (R.A.)

<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGjc2rdez1-TTrmLtyF-LhNiA87bR02uGjh5Y4wiZ3q0zSs7XHh8KivjGB2phKJn5Isb3ZtArHYzOwTaTB0M1blxSOT5Q1JRHa3wcIn4qCPM34OeQB9nJyJElrYp1miefRg0J7hyQnodc4/s1600/Sahabeler85.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGjc2rdez1-TTrmLtyF-LhNiA87bR02uGjh5Y4wiZ3q0zSs7XHh8KivjGB2phKJn5Isb3ZtArHYzOwTaTB0M1blxSOT5Q1JRHa3wcIn4qCPM34OeQB9nJyJElrYp1miefRg0J7hyQnodc4/s1600/Sahabeler85.jpg" width="640" /></a></div> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>İslamiyet’in tebliğinden sonra aileler ikiye ayrıldı. Bir kısmı Peygamberimize ve onun Rabb’inden getirdiği hakikatlere iman etme saadetini kazanırken, bir kısmı da batıl inançlarında körü körüne ısrara devam ediyordu. İşte, kardeşleri Hâlid ve Amr (r.a.) İslamiyet’le müşerref olduğu hâlde, putperestlik üzere kal­makta ısrar edenlerden birisi de Eban bin Sâid idi. Kardeşlerinin Müslüman ol­masını bir türlü hazmedemiyor, “Keşke Zarîbe’de ölmüş olsaydım da, Amr ile Hâlid’in dine iftira ettiğini görmeseydim!” mealinde şiirler söylüyordu. Bedir Savaşı’nda müşriklerin safında yer almıştı.</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Eban tüccardı. Ticaret maksadıyla Şam’a gidip gelirdi. Bir defasında Şam’da bir rahiple karşılaştı. Tanıştılar. Rahip onun Kureyş kabilesinden olduğunu du­yunca memleketinde yeni bir haberin olup olmadığını sordu.</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Eban, “Bir adam çıktı. Kendisinin Re­sû­lul­lah olduğunu, Mûsâ ve İsâ’ya gele­nin ken­disine de geldiğini söylüyor.” dedi.</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Rahibin yüzü birdenbire değişti. Zaten böyle bir haber bekliyordu. Kitapla­rında bu kabileden bir peygamber çıkacağını, Hz. Mûsâ ve İsâ’nın yolunu takip edeceğini okumuştu. Sonra da çıkan zatın ismini sordu. Eban “Muhammed” de­yince rahibin heyecanı bir kat daha arttı. Çıkacak olan son peygamberin, kitap­larda okuduğu bazı sıfatlarından bahsetti. Eban da heyecanlanmıştı. “Bu saydı­ğın sıfatların hepsi onda var.” diyebildi. Rahip sevinçliydi. Şimdiye kadar bekle­diği peygamber nihayet çıkmıştı. </b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Fakat yanına gitmek için imkânı yoktu. Pey­gamber’in Arap âleminin iktidarını ele geçirdikten sonra onun dininin bütün dünyaya yayılacağını haber verdi. Sonra Re­sû­lul­lah’a selam götürmesi için rica­da bulundu.</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Eban, Medine’ye döndüğünde artık değişmişti. Kalbinde iman ateşi yanmaya başlamıştı. Bu arada Peygamberimiz, Umre Seferi için Medine’den ayrılmış, Mekke’ye ha­reket etmişti. Fakat müşrikler onları Mekke’ye sokmamaya karar­lıydılar. Bunun üzeri­ne Re­sû­lul­lah (a.s.m.), Hz. Osman’ı Mekke’ye elçi olarak gönderdi. Eban bin Sâid, Hz. Osman’ı karşıladı. “Hoş geldin. Hiç çekinmeden dilediğini yap.” dedi. Onu himayesine aldı. Hz. Osman da emniyet içerisinde el­çilik vazifesini yerine getirdi.</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Eban, Hudeybiye Sulhü’nden sonra daha fazla bekleyemedi. Hayber’in fet­hinden önce Müslüman oldu. Peygamberimiz onu Necid taraflarına bir vazife için gönderdi. Hz. Eban bu vazifede muvaffak oldu. Fakat vazifede olduğu için Hayber Savaşı’na katılamamıştı. Bunun üzüntüsünü yaşıyordu. Peygamberimiz bu savaşa katılmış gibi Hz. Eban’a Hayber ganimetinden hisse verdi.</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Daha sonra da Bahreyn’e zekât ve sadakaları toplamak üzere gönderdi. Eban (r.a.), Re­sû­lul­lah’ın vefatına kadar bu vazifede kaldı. Peygamberimizin kendisi­ne tevdi ettiği görevi layıkıyla yerine getirdi.</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Sonraları Hz. Ebû Bekir, onu aynı vazifesinde bırakmak istedi. Hz. Eban, “Re­sû­lul­lah’tan başka kimsenin teklifini kabul etmem!” dediyse de Hz. Ebû Bekir’in ısrarı üzerine vazifesine devam etti.</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Hz. Eban’ın Ecnadin Savaşı’na katıldığı ve bu muharebede şehit edildiği rivayet edil­mektedir. [1] </b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Cenab-ı Allah, Eban bin Sâid Hazretleri'nden ve diğer tüm Ashâb-ı Kirâm Efendilerimiz'den razı olsun. Bizleri de şehitlik mertebesiyle müjdelesin. Bu mübarek Sahabe Efendilerimiz'in şefaatlerine nail eylesin bizleri... Amin. </b></span></span><br /> <div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b><br clear="all" />____________________________________</b></span></span> <div id="ftn1"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> [1]Üsdü’l-Gàbe, 1: 35-37.</b></span></span> </div> </div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><div> <div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Yazar: Sahabeler Ansiklopedisi</b></span></span></div> <div> </div> </div>

Eban bin Sâid (R.A.)

İslamiyet’in tebliğinden sonra aileler ikiye ayrıldı. Bir kısmı Peygamberimize ve onun Rabb’inden getirdiği hakikatlere iman etme saade...

Devamı »