Havle bint-i Tüveyt (R.Anhâ)

<table border="0" cellpadding="2" cellspacing="2" style="text-align: left; width: 100%;"><tbody> <tr><td style="vertical-align: top;"><div style="text-align: justify;"> <div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"> </div> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg2SL1VvW1CZrAGQ76Itt_bDSWCuKBgTPJP8GwUTIRraO5K7ihVqRzhOixcbeRVM7Tlvsvci1UrIllch5n-bcPguE729cQEBMwdQalctYzXiF2rbCjGgzjdNEsrMTxCZToCqdm5tYotqhvW/s1600/HanimSahabeler13.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg2SL1VvW1CZrAGQ76Itt_bDSWCuKBgTPJP8GwUTIRraO5K7ihVqRzhOixcbeRVM7Tlvsvci1UrIllch5n-bcPguE729cQEBMwdQalctYzXiF2rbCjGgzjdNEsrMTxCZToCqdm5tYotqhvW/s1600/HanimSahabeler13.jpg" width="640" /></a></div> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle binti Tüveyt radıyallahu anhâ mü’minlerin annesi Hazreti Hatice radıyallahu anhâ’nın yakın arkadaşı... Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimizin saygı gösterdiği, kendisi için ayağa kalktığı bir hanım sahâbî... </b></span></span><br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> <span style="font-size: small;"><b><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrfpLwPf0oauY7_6IRpoKZBHXkEvP90uWoTmsWb7XatYJk5No2YltuK-OgBjcQsQfcvkN7pcvxC3ctDmWq-rkkMeue6lWAMy17oqQHNcnl5B1c4t18x1-tiIZYIJvYotv-sVVweIIxAm3o/s1600/HavleBintiTuveytAnneminCicekleri.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrfpLwPf0oauY7_6IRpoKZBHXkEvP90uWoTmsWb7XatYJk5No2YltuK-OgBjcQsQfcvkN7pcvxC3ctDmWq-rkkMeue6lWAMy17oqQHNcnl5B1c4t18x1-tiIZYIJvYotv-sVVweIIxAm3o/s1600/HavleBintiTuveytAnneminCicekleri.png" width="209" /></a></b></span></div> <span style="font-size: small;"><b><br /></b></span> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>O, Mekke’li olup Tüveyt İbni Habib’in kızıdır. Mekke’nin ileri gelen hanımlarından Hatice binti Huveylid ile arkadaş idi. Peygamber hanesine yakınlığı dolayısıyla son dinin geldiğini ve Allah Rasûlünün peygamberliğini birçok kimseden önce duymuştu.</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle binti Tüveyt, Hz. Hatice annemizin sık görüştüğü bir arkadaşıydı. Ona karşı gönlünde samimi bir muhabbet vardı. Onun dürüstlüğüne hayrandı. Akıllı ve zeki bir hanım olarak o, Hz. Hatice (r. anhâ)’nın fikir ve düşüncelerine çok değer verirdi. Zira onun görüşlerinin doğruluğunda şüphesi yoktu. Onun sözünde sâdık olduğunu ve muhtaç kimselere yardım ettiğini bizzat yaşayarak görmüştü. Bu sebebten Hz. Hatice (r. anhâ)’ya karşı özel bir gönül bağı vardı.</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Hz. Hatice (r. anhâ) annemiz Havle binti Tüveyt ‘in samimi ve yakın arkadaşlığını fırsat bilerek İslâm’ı ona anlattı. O da tereddüt etmeden kabul etti. İslâm’a ilk girenlerle birlikte müslüman oldu.</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle (r. anhâ) arkadaşı Hz. Hatice (r. anhâ)’nın İslâm’ı tebliğ konusunda Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize verdiği desteği yakînen görüyordu. Onu davasında yalnız bırakmadığına ve canıyla, malıyla hizmet ettiğine bizzat şâhit oluyordu. Kendisi de gücü nisbetinde bir şeyler yapmaya çalışıyordu. İslâm’ın ilk yılları zor ve çetin geçmekteydi. Buna rağmen hiçbir mü’min Allah ve Rasûlü dâvasından vaz geçmemekteydi. </b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle binti Tüveyt (r. anhâ) Allah’a ve Resûlüne tam teslim olmuş bir hanımdı. Onun imânî heyecanını bilen İki Cihan Güneşi efendimiz Havle (r. anhâ)’ya hürmet ederdi. Bilhassa Hz. Hatice (r. anhâ) annemizin vefâtından sonra zaman zaman onu ziyaret ederdi. Zevcesi Hatice’nin hâtırâsı olarak ona izzet ve ikramda bulunurdu. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem efendimizin bu vefâkârlığını Hz. Aişe (r. anhâ) annemiz şöyle anlatıyor:</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Birgün Havle (r. anhâ) bize geldi. Onun geldiğini gören Allah Resûlü sallallahu aleyhi vesellem ayağa kalktı. “Hoş geldin! Nasılsın?” diyerek Havle (r. anhâ)’nın hal ve hatırını sordu. Ben bunu garibsedim.</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Kendi kendime; bu kadının içeri girmesiyle niçin ayağa kalktı? Buna gerek varmıydı dedim. Hemen Rasûlullah sallallahu aleyhi veselleme:</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>“ – Ya Rasûlallah! Onun için ayağa kalkıp karşılamana gerek varmıydı?” diye sordum. </b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>“Bu kadın Hatice zamanında bize ziyarete gelirdi. Onun arkadaşıydı. Güzel arkadaşlık imandandır.” diye cevap verdi. </b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>İki Cihan Güneşi efendimiz emsalsiz, örnek bir şahsiyetti. Her konuda mü’minlere rehberlik ederdi. Vefâ konusunda da tekti. Hz. Hatice annemizin hâtırası olarak Havle (r. anhâ)’ya hürmet edip ayağa kalkması onun derin vefâkarlık örneğiydi.</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle binti Tüveyt (r. anhâ) kendisini ibadete vermiş sâliha bir hanımdı. Özellikle gece ibadetine çok düşkündü. Allah Teâlâ’nın huzurunda durmaktan büyük zevk alırdı. Geceleri hep ibadetle geçirdiği için uyumadığı da olurdu.</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle (r. anhâ) bir defasında yine Hz. Aişe (r. anhâ) annemizin yanına gitmişti. Gece sabahlara kadar uyumadan ibadet etme konusunda bilgilenmek istiyordu. Bu meseleyi annemize sordu. O da Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem efendimize Havle (r. anhâ)’nin yaptıklarını anlattı. Net ve açık bir şekilde: “Ya Rasûlallah! Bu Havle’dir. Onun gece gündüz uyumadan, sürekli ibadet ettiğini söylüyorlar.” dedi.</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi vesellem efendimiz bu davranışı uygun görmedi. Her şeyin hakkı vardır. Bedenin de hakkı vardır. Her hak sahibine hakkını vermek lazımdır. Uykuya vakit ayırmasını ve aşırıya gitmemesini söyleyerek şu tavsiyede bulundu:</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>“Gücünüz yetecek kadar amel yapın. Allah’a yemin ederim ki, siz usanmadıkça Allah usanmaz (yeter demez)” buyurdular. </b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Ne güzel bir hayat ölçüsü elhamdülillah. İslâm ne yüce bir dindir. Ne ifrad ne de tefrit vardır. Îtidal ve istikamet esastır. İnsan, gücünün yettiğiyle sorumludur. Asıl olan huzur ve huşû ile ibadettir.</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Rabbımız cümlemize Havle binti Tüveyt (Radıyallahû Anhâ)'nın şefaatlerine erebilmeyi, huzur ve huşû içinde ibadetler yapabilmeyi nasib eylesin. Cenâb-ı Allah, Havle bint-i Tüveyt Hazretleri'nden ve diğer tüm Hanım Sahâbe Annelerimiz'den razı olsun. Bizleri de şehitlik ve şehidelik mertebesiyle müjdelesin. Bu mübarek Hanım Sahâbe Annelerimiz'in şefaâtlerine nâil eylesin bizleri... Amin.</b></span></span><br /> <br /></div> <div style="text-align: justify;"> <center> </center> </div> </td> <td style="vertical-align: top;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b><br /></b></span></span> </td><td style="vertical-align: top;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b><br /></b></span></span> </td> </tr> </tbody> </table> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> Mustafa Eriş<br /> Altınoluk Dergisi</b></span></span>

Havle bint-i Tüveyt (R.Anhâ)

Havle binti Tüveyt radıyallahu anhâ mü’minlerin annesi Hazreti Hatice radıyallahu anhâ’nın yakın arkadaşı... Rasûlullah sallallahu al...

Devamı »

Havle bint-i Sa'lebe (R.Anhâ)

<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"> </div> <div style="text-align: justify;"> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJjbxJyEeKeUQpbpwJaq5LvElj1cMq8x2mznea6j93c49lP2nspLy3_5L8V9sebjSDxvw7-HzG15OufYPBOlpXbPTdDAAB4L4H4LF7aklsRnkhHnOr1nMimLizukAnogvgbxel9IOxl5OD/s1600/HanimSahabeler14.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJjbxJyEeKeUQpbpwJaq5LvElj1cMq8x2mznea6j93c49lP2nspLy3_5L8V9sebjSDxvw7-HzG15OufYPBOlpXbPTdDAAB4L4H4LF7aklsRnkhHnOr1nMimLizukAnogvgbxel9IOxl5OD/s1600/HanimSahabeler14.jpg" width="640" /></a></div> <br /> <div style="text-align: center;"> <span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><b><span style="color: #cc0000;">Havle bint-i Sa'lebe Hazretleri'nin</span></b></span></span><br /> <span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><b><span style="color: #cc0000;">Mübarek Hayatlarından Kesitler...</span></b></span></span></div> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> <iframe allowfullscreen="allowfullscreen" frameborder="0" height="266" mozallowfullscreen="mozallowfullscreen" src="https://www.youtube.com/embed/0ebjrliHIj8?feature=player_embedded" webkitallowfullscreen="webkitallowfullscreen" width="320"></iframe></div> <div style="text-align: center;"> </div> <div style="text-align: center;"> <b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: #cc0000;"></span></span></span></b></div> <br /> <br /> <span style="color: #cc0000;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle binti Sa’lebe radıyallahu anhâ dînî hayatını samimiyetle yaşayan, inancından asla tâviz vermeyen bir hanım sahâbî!.. </b></span></span></span></div> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> <span style="font-size: small;"><b><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHuKTUIcO3HlBMbjBGAuivh17JnBdAGcKb6l3euisXGsa-J42gy2d21k1JyuHEC-Dr8Z0u3nRLxNqM_CT8g-Bh8lPi_ljM2jtn4BqmHk7APhj8rT6h7WU0KxTxsfx28DJwnZiP3meRCi8k/s1600/HzHavleBintiSalebeAnneminCicekleri.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="272" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHuKTUIcO3HlBMbjBGAuivh17JnBdAGcKb6l3euisXGsa-J42gy2d21k1JyuHEC-Dr8Z0u3nRLxNqM_CT8g-Bh8lPi_ljM2jtn4BqmHk7APhj8rT6h7WU0KxTxsfx28DJwnZiP3meRCi8k/s1600/HzHavleBintiSalebeAnneminCicekleri.png" width="320" /></a></b></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Kocası ile arasında geçen zıhar konusunda şikâyetini Allah ve Resûlüne duyurabilen, duâsı kabul olunan mutlu bir hanım!.. İman mevzuunda gösterdiği hassasiyet ile tanınan dînî ölçülere göre yaşama gayreti içerisinde olan bir hanımefendi!.. Hakkında Allah Teâlâ’nın Mücâdele Sûresinin ilk dört âyetini nâzil buyurduğu bir bahtiyar!.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>O Medineli olup Hazrec kabîlesine mensuptur. Hicretten sonra Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimize bey’at etti. Babası Sa’lebe İbni Esrem’dir. Amcasının oğlu Evs İbni Sâmit el-Ensâri ile evlendi. Rebî’ adında bir çocukları oldu.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Evs İbni Sâmit (r.a) tanınmış sahâbî Ubâde İbni Sâmit (r.a)’ın kardeşidir. Bedir ve Uhud’dan başka birçok gazvede bulunmuştur.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle binti Sa’lebe (r.anhâ) dînî konularda çok hassastı. İnancını hayata geçirmek için çalışırdı. Yaşlılık yıllarında kocası ile arasında bir hâdîse geçmişti. Haklarında Allah ve Rasûlünün hüküm vermesini bekledi. Kimseye durumunu açmadı. Kocasına karşı tavır aldı. Şikâyetini ancak Allah ve Resûlüne bildirdi. Sıkıntısına çözümü ancak Allah ve Resûlünün bulmasını istedi. Sızlanışı, ısrarı onun îmânî hassasiyetine en güzel örnekti. Başından geçen olayı kendisi şöyle nakletmektedir:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Evs İbni Sâmit hayli yaşlanmıştı. Ne dediğini, ne yaptığını bilemez bir hale gelmişti. Birgün canı sıkkın bir vaziyette iken, öfke ile bana: “Sen bana anamın sırtı gibi ol!” dedi. Daha sonra evden çıkıp gitti.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Bir müddet sonra pişman olarak eve döndü. Beraber olmak istedi Ben: “Hayır! Sen çok büyük lâf ettin. Sonu nereye varacak bilemiyorum.” dedim. Sonra Evs’e: “Sen Rasûlullah’a git ve yaptığın işten sor!” dedim. O da: “Ben bunu Rasûlullah’tan sormaya utanırım. Git bunu Allah Rasûlüne sen danış.” dedi.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Bu ifadeler Araplar arasında boş olmayı gerektiren bir söz olarak kabul edilmekteydi. Cahiliye devrinin bu boşama şeklinin İslâm’da da geçerli olabileceği ihtimalini dikkate alan Havle binti Sa’lebe (r.anhâ) haklarında Allah ve Resûlü bir hüküm verinceye kadar bir araya gelemiyeceklerini kocasına söyledi. Daha sonra Resûl-i Ekrem (s.a) Efendimizin huzuruna gitti. Hâne-i saâdete vardı. Hz. Aişe annemizin evinde buldu. İzin alarak huzura girdi ve olup biteni açık ifadelerle şöyle anlattı:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>“Yâ Rasûlallah! Bildiğiniz gibi kocam Evs çocuklarımın babası, amcamın oğlu. Aşırı yaşlılıktan dolayı biraz geçimsiz ve dengesiz bir halde çok ağır bir kelime konuştu. “Sen bana anamın sırtı gibisin.” dedi. Talaktan söz açmadı ama bu şekilde söyledi diye halini arzetti. Rasûlullah (s.a) Efendimizin yanından ayrılmadı. Devamlı duâ ve tazarrû halinde: “Yâ Rabbi! Halimi sen biliyorsun. Bize bir kurtuluş yolu lutfeyle!..” diye sızlanmaya başladı.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Hz. Aişe (r.anhâ) annemiz Havle (r.anhâ)’nın bu durumuna çok üzüldü. Onun acısını paylaşmak üzere birlikte gözyaşı döküp duâ ettiler. Hüzün her taraflarını kaplamış iken birden Resûl-i Ekrem (s.a) Efendimizin halinin değiştiğine şâhit oldular. İki Cihan Güneşi Efendimiz’in yüzünde vahiy sırasında görülen alâmetler görülmeye başlandı. Hz. Aişe (r.anhâ) bu hâli görünce:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “Ya Havle! Allah bilir ya, vahiy geliyor muhakkak. O da olsa olsa senin hakkında olabilir.” diyerek teselli etmeye çalıştı. Havle (r.anhâ) duâya devam ediyor ve: “Ya Allah hayırlı olanı lutfet. Zira ben, Peygamberinden ancak hayır istedim.” diye gözyaşı akıtıyordu.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Bir müddet sonra İki Cihan Güneşi Efendimiz kendisine geldi. Vahiy hali geçmişti. Etrafına nur saçan tebessümleriyle gülümsemeye başladı ve: “Ya Havle! Allah senin ve onun hakkında âyet indirdi.” buyurdu. Nâzil olan âyet-i kerîmeleri okudu. Kalblerdeki hüzün, sürûra dönüştü.  Sıkıntılı, üzüntülü hava dağıldı. Neşeli, sevinçli sıcak bir ortam oluştu. İnen âyetlerin meâli şöyle idi:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>“Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikâyette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir. Allah sizin konuşmanızı işitir. Çünkü Allah işitendir, bilendir.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>İçinizden zıhar yapanların kadınları, onların anaları değildir. Onların anaları ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Şüphesiz onlar çirkin bir laf ve yalan söylüyorlar. Kuşkusuz Allah, affedicidir, bağışlayıcıdır.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Kadınlardan zıhar ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin karılarıyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir. Size öğütlenen budur. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Buna imkan bulamayan kimse, hanımıyla temas etmeden önce ardarda iki ay oruç tutar. Bunada gücü yetmeyen altmış fakiri doyurur. Bu hafifletme, Allah’a ve Resûlüne inanmanızdan dolayıdır. Bunlar Allah’ın hükümleridir. Kâfirler için acı bir azap vardır.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Allah’a ve Resûlüne karşı gelenler, kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır. Biz apaçık âyetler indirmişizdir. Kâfirler için küçük düşürücü bir azap vardır.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>O gün Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah onları bir bir saymıştır. Onlar ise unutmuşlardır. Allah her şeye şâhittir. (Mücâdele Sûresi: 1-6)</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Allah Teâlâ nâzil buyurduğu bu âyet-i celîleler ile o eski geleneğin yanlış bir zandan ibaret olduğunu, böyle sözlerle kadının, kocasının anası olamayacağını bildirdi.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Ancak, böyle bir söz söyleyene de fakirlerin lehine olmak üzere bir ceza koydu. Konan cezaları üç gurup halinde duyurdu. Herkesin imkânı, gücü nisbetinde bu üç cezadan birini yerine getirmesini dînî bir vazîfe saydı. Günâha düşen kulun ancak bu şekilde affedileceğini açıkladı.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Resûl-i Ekrem (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz ilâhî mesaj yüklü bu âyet-i kerîmeleri okuduktan sonra Havle (r.anhâ)’ya hitaben:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “Ona söyle de bir köle azâd etsin” buyurdu. Havle:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “Hangi köleyi Ya Rasûlallah! Allah’a yemin ederim ki onun azâd edecek bir şeyi yok.” dedi. Fahr-i Kâinat (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “O zaman peşipeşine iki ay oruç tutsun.” buyurdu. Havle:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “Vallahi o çok yaşlıdır. Buna da gücü yetmez.” dedi. Efendimiz:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “O halde altmış yoksulu doyursun.” buyurdu. Havle:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “Ya Resûlallah! Onda bu imkân da yok.” dedi. Bunun üzerine Rahmet Peygamberi Efendimiz:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “Biz sana bir ağacın verdiği kadar, bir sepet hurma vereceğiz.” buyurdu. Havle binti Sa’lebe de:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “Ben de o kadar hurma ilâve edeceğim ve dağıtacağım.” dedi. Efendimiz Havle’nin bu sözünden memnun oldu ve:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “Git ona ver dağıtsın. Amca oğlunun, kocanın iyiliği için çalış.” buyurdu.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Ne hassasiyet!.. Ne muhabbet!.. Ne îmânî aşk!.. Ne samîmî davranış!.. Ne güzel örnek!.. Allah ve Rasûlü katında değerini, kıymetini bilmek!.. Hayatı dînî ölçülere riâyet ederek devam ettirmek!.. Karı-koca arasında da olsa, harama düşmemek için gayret etmek!.. Muhabbet ve nezâket içerisinde hayat sürmek!.. Allahım bizlere de böyle nezâket ve incelik dolu hayat nasîb et!..</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle binti Sa’lebe (r.anhâ)’ya bütün sahâbîler hürmet ederdi. Hakkında nâzil olan âyetler onun Allah katındaki değerini ilân etmişti. Bu sebeble ona karşı hizmet ve hürmette kusur etmezlerdi. Hz. Ömer (r.a)’ın devrinde geçen şu hâdise bunun en açık örneği idi.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Hz. Ömer (r.a) halifeliği döneminde ashâb-ı kiramdan Abdülkays kabîlesinin reisi Cârûd İbni Mualla ile birlikte yolda giderken Havle binti Sa’lebe (r.anhâ)’ya rastladı. Artık o yaşlanmıştı. Ona selam verdi. Havle (r.anhâ) selâmı aldı ve Hz. Ömer’e şu nasîhatta bulundu:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>“Biz seni bir hayli zaman “Ömercik” diye bilirdik. Sonra büyüdün “delikanlı Ömer” oldun. Daha sonra da sana “Mü’minlerin emiri Ömer” dedik. Allah’tan kork ve insanların işleriyle ilgilen. Zira Allah’ın azabından korkan kimseye uzaklar yakın olur. Ölümden korkan, fırsatı kaçırmaktan da korkar.” dedi.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Bu sözlerden duygulanan Hz. Ömer (r.a)’ın gözlerinden yaş akmağa başladı. Arkadaşı Cârûd bu duruma üzüldü. Nasıl olur da bir kadın halîfeye bu sözlerle hitab edebilirdi? Onun halifeyi üzmesine ve yolda bekletmesine gönlü râzı gelmedi. Koca halîfeye karşı böyle rahat hareket etmesine sabredemedi. Öfkeli bir şekilde tanımadığı hanıma Havle binti Sa’lebe (r.anhâ)’ya dönerek:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “Be kadın! Mü’minlerin Emîri’ni rahatsız ettin. Yolda beklettin.” diye çıkıştı. Hz. Ömer (r.a) ise arkadaşına o hanımın nasîhatlarından memnun olduğunu bildirdi. Hatta onun konuşmasını istercesine:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “Bırak onu, istediğini söylesin! Sen bu kadının kim olduğunu biliyor musun?” dedi. Cârûd da: “Hayır, tanımıyorum.” dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a) arkadaşı Cârûd’a o hanımı şöyle tanıttı:</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “Bu, şikâyetini Allahû Teâlâ’nın arş-ı a’lâdan duyup değer verdiği Havle’dir. Vallahi beni geceye kadar burada tutmak istese, namazdan başka bir şey için kendisini bırakıp gitmezdim. Namazımı kılıp gelir yine onu dinlerdim.” dedi. Onun Allah katındaki değerini bu şekilde bildirdi. Kendisinin de Allah’a teslim olma konusundaki güzel hâlini, tevazûsunu bu sözleriyle göstermiş oldu. Allah’ın yedi kat göklerin ötesinden sesini duyduğu bu hanıma Ömer’in daha fazla kulak vermesi gerektiğini belirtti.</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> </div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Ne yüce îmânî hassasiyet bu!.. Ne kadirşinaslık bu!.. Ne güzel örnek kardeşlik bu!.. Mü’min kardeşine ne değer veriş bu!..</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="margin-bottom: 12pt; text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Cenâb-ı Allah, Havle bint-i Sa'lebe Hazretleri'nden ve diğer tüm Hanım Sahâbe Annelerimiz'den razı olsun. Bizleri de şehitlik ve şehidelik mertebesiyle müjdelesin. Bu mübarek Hanım Sahâbe Annelerimiz'in şefaâtlerine nâil eylesin bizleri... Amin.</b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Altınoluk</b></span></span>

Havle bint-i Sa'lebe (R.Anhâ)

Havle bint-i Sa'lebe Hazretleri'nin Mübarek Hayatlarından Kesitler... Havle binti Sa’lebe radıyallahu anhâ dînî hay...

Devamı »

Havle bint-i Kays (R.Anhâ)

<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"> </div> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVtzzd8LawqsCLyea1H_Tm6F2OZF6jQSz4pjHnrq3ywbfWaEsJ_H_gcC3q-RaqO4g_ECtBtUcVpvpdLCqb3kg5Gg-Ybk-_GCFPdt-04rP_wpQyXarnHw8wJrPF29cJYV00pqe0cqwfCP7U/s1600/HanimSahabeler15.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVtzzd8LawqsCLyea1H_Tm6F2OZF6jQSz4pjHnrq3ywbfWaEsJ_H_gcC3q-RaqO4g_ECtBtUcVpvpdLCqb3kg5Gg-Ybk-_GCFPdt-04rP_wpQyXarnHw8wJrPF29cJYV00pqe0cqwfCP7U/s1600/HanimSahabeler15.jpg" width="640" /></a></div> <br /> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Havle binti Kays (Radıyallahû Anhâ) Rasûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz'in evine sık uğradığı bir hanım sahâbi!.. Bir ana ocağı gibi yanında rahat ettiği, ikramlarını aldığı, yemeklerini yediği bahtiyar bir hanım!.. </span></b></span><br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> <span style="font-size: small;"><b><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiB2tsOETTAKAOynjTmjwj78pDu8SZMxz5sJNnXtvFdbvlG05fCrvyl54d0ITVDsjn3tXDrIw0X9GDwhN9nZcHzoVZYtWURJX-hkwsdNmIEVoToYNHMJIihnP0u1VI_LQ4O_f4qHpu5EzXt/s1600/HzHavlebintiKaysAnneminCicekleri.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="220" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiB2tsOETTAKAOynjTmjwj78pDu8SZMxz5sJNnXtvFdbvlG05fCrvyl54d0ITVDsjn3tXDrIw0X9GDwhN9nZcHzoVZYtWURJX-hkwsdNmIEVoToYNHMJIihnP0u1VI_LQ4O_f4qHpu5EzXt/s1600/HzHavlebintiKaysAnneminCicekleri.png" width="320" /></a></b></span></div> <span style="font-size: small;"><b><br /></b></span> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Efendimizin sevgili amcası seyyidü’s-şühedâ = şehidler efendisi Hazreti Hamza (r.a)’ın hicretten sonraki hanımı!.. </span></b></span><br /> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span> <br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">O, Medine’li olup Neccar oğullarındandır. Hazrec kabîlesine mensuptur. Es’ad İbni Zürâre (r.a) dayısı olur. Babası, Kays İbni Kahd’dır. Annesi, Furay’a binti Zürâre’dir. Havle (r.anhâ) Sâmir lakabıyla da anılır.</span></b></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Resûl-i Ekrem (s.a ) Efendimizin sevgili amcası Hz. Hamza (r.a) Medine’ye hicret edince; Havle binti Kays (r.anhâ) ile evlendi. Sevgi ve şefkat yuvası olan hânesinde bol bol ikramlarda bulundu.</span></b></span></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><br /> Havle (r.anhâ) hizmet ehli, iş bilir ve ikram sever bir hanımdı. Misâfiri eksik olmazdı. Evi, hânesi misâfirsiz kalmazdı. Çok cömertti. İki Cihan Güneşi Efendimiz sevgili amcasının evine sık sık uğrardı. Havle (r.anhâ)’nın şefkati, merhameti, hizmeti Efendimizi celbederdi. Onun hânesini bir ana ocağı gibi bilirdi. Bu yüzden kendi evi gibi rahat hareket eder, çekinmeden yer içerdi.</span></b></span></div> <div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Birgün sevgili amcasıyla birlikte gelmişlerdi. Havle (r.anhâ) hemen evde olanlardan kısa zamanda bir yemek yaptı. Un, süt ve yağı karıştırarak pişirip önlerine koydu. İki Cihan Güneşi Efendimiz elini uzattığında çok sıcak olduğunu anladı ve geri çekti. Yanlış anlaşılmaya meydan vermemek için tebessüm ederek şöyle dedi: “Havle! Ne sıcağa sabredebiliyoruz ne de soğuğa.” buyurdu.</span></b></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Resûl-i Ekrem (s.a) Efendimiz ne çok sıcak ne de çok soğuk yemez ve içmezlerdi. Bu davranışı insan sağlığı için belki en önemli ölçülerden biriydi. Sağlık her şeyin başıydı.</span></b></span></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Yine bir gün Resûl-i Ekrem (s.a) Efendimiz Havle (r.anhâ)nın hânesini ziyarete gelmişti. Sevgili amcası da evde idi. Birlikte sohbet edip yemek yediler. Yemek bittikten sonra Rasûlullah (s.a) Efendimiz etrafındakilere şöyle bir soru yönelterek bir şeyler öğretmek istedi ve:</span></b></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">– “Size hatalarınızı silecek, günahlarınıza keffâret olacak şeyi haber vereyim mi?” buyurdular. Onlar da:</span></b></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">– “Evet ya Rasûlallah! Buyurun, haber verin.” dediler. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimiz:</span></b></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">– “Güçlüklere rağmen abdesti tam almak, mescidlere adımları çoğaltmak ve namazdan sonra namaz beklemektir.” buyurdu.</span></b></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">İki Cihan Güneşi Efendimiz İslâm’ı tebliğ için gayret eder, eline geçen her fırsatı değerlendirmeye çalışırdı. Zaman ve mekânları İslâm’ı öğretmek ve yaymak için vesîle bilirdi.</span></b></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Birgün yine Havle (r.anhâ)’nın evinde sevgili amcası Hazreti Hamza (r.a) ile dünya malı hakkında sohbet etmişlerdi. Karşılıklı yaptıkları bu tatlı sohbette Efendimiz buyurmuşlar ki:</span></b></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Dünya malı tatlıdır, yeşildir, çekicidir. Kim ondan kendisi için helâl olanı alırsa, onu hakkıyla elde ederse, ona bereket verilir. Nice Allah ve Rasûlü’nün malına karışan vardır ki, onlar kıyamet günü ateştedirler.”</span></b></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">İmam Nevevî hazretleri bu hadis-i şerifi Buhârî’den seçerek Riyazussalıhîn kitabına almıştır. Kul hakkına dikkat çekilen Terceme ve şerhi de yapılan bu hadisin tam metni şöyledir:</span></b></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Hamza’nın eşi Havle binti Sâmir el-Ensâriyye radıyallahu anhümâ şöyle dedi:</span></b></span></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu işittim:</span></b></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Şüphesiz ki, haksız olarak Allah’ın malını kullanan kimseler, kıyamet gününde cehennemi hak ederler.” (Riyazussalihîn Terceme ve Şerhi c. 2, s. 173)</span></b></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Allah’ın malı, müslümanların hepsine ait olan devlet malıdır. Bunları haksız yere ve meşru olmayan yollarla sarfetmek en büyük günahlardan sayılır. Cezası ise, kıyamet günü cehenneme girmektir.</span></b></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Rabbımız cümlemizi bu tür günahlara düşmekten muhâfaza buyursun. Kul hakkı konusunda o yıldız insanların ashâb-ı kiramın gösterdiği hassasiyyetten gönüllerimize hisseler nasîb eylesin. Havle Binti Kays (r.anhâ)’nın şefaatine nâil eylesin.</span></b></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Cenâb-ı Allah, Havle bint-i Kays Hazretleri'nden ve diğer tüm Hanım Sahâbe Annelerimiz'den razı olsun. Bizleri de şehitlik ve şehidelik mertebesiyle müjdelesin. Bu mübarek Hanım Sahâbe Annelerimiz'in şefaâtlerine nâil eylesin bizleri... Amin. </span></b></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> </span></b></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Mustafa Eriş</span></b></span> <span style="font-size: small;"><b><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Altınoluk Dergisi</span></b></span></div>

Havle bint-i Kays (R.Anhâ)

Havle binti Kays (Radıyallahû Anhâ) Rasûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz'in evine sık uğradığı bir hanım sahâbi!.. Bi...

Devamı »

Havle bint-i Hakîm (R.Anhâ)

<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"> </div> <div style="text-align: justify;"> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh73dCrvhYB_HhlDey9K8AEH_2IHAmTAolbtgeXwEEADCe7rS6CgYJ5uGRg-GgzrsEJOWTj2ar1j13mSOFAbMi02EGoXOZ39pY9NkGYaVTbJr-9JsT5EoM_Rn2gOZisJHIYVCcPoC6eC4_u/s1600/HanimSahabeler16.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh73dCrvhYB_HhlDey9K8AEH_2IHAmTAolbtgeXwEEADCe7rS6CgYJ5uGRg-GgzrsEJOWTj2ar1j13mSOFAbMi02EGoXOZ39pY9NkGYaVTbJr-9JsT5EoM_Rn2gOZisJHIYVCcPoC6eC4_u/s1600/HanimSahabeler16.jpg" width="640" /></a></div> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b><span style="color: #cc0000;">Havle binti Hakîm radıyallahu anha Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize ilk inanan hanım sahâbîlerden... </span></b></span></span><br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b><span style="color: #cc0000;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjer3A10ToIioK7CM28fgNeRxoQl_s753QrIFuhT6oZ7qQw3MZLis5qSb75vgbyvzR89MhyphenhyphennRhSQ9HRY5Uq7jAoU0IRgC845K8QD4fgDP7gvUwja2re8RtuisbQgY2dDVg4FzaooPq29uB4/s1600/HzHavleBintiHakimAnneminCicekleri.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="290" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjer3A10ToIioK7CM28fgNeRxoQl_s753QrIFuhT6oZ7qQw3MZLis5qSb75vgbyvzR89MhyphenhyphennRhSQ9HRY5Uq7jAoU0IRgC845K8QD4fgDP7gvUwja2re8RtuisbQgY2dDVg4FzaooPq29uB4/s1600/HzHavleBintiHakimAnneminCicekleri.png" width="320" /></a></span></b></span></span></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b><span style="color: #cc0000;"> </span></b></span></span> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b><br /> Hz. Hatice annemizin vefatından sonra Efendimizin tekrar evliliği konusunda dünürcülük yapan bir bahtiyar... </b></span></span> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b></b></span></span><br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b><br /> Dinî konuları öğrenme hususunda çekinmeden, mahrem mevzûları dahî Efendimize rahatlıkla soran, bilgilenmek için gayret eden bir ilim âşıklısı hanım... </b></span></span> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b></b></span></span><br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b><br /> Medine’de ilk vefat eden muhâcir Osman İbni Maz’un (r.a)’ın âilesi... Ümmü Şerîk künyesiyle de tanınır...</b></span></span> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b></b></span></span><br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b><br /> O, Mekke’de doğdu. Babası Hakîm İbni Ümeyye, annesi Daîfe binti Âs İbni Ümeyye’dir.</b></span></span><br /> <br /> </div> <div style="text-align: justify;"> </div> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>İslâm’la şereflenişi kocası vâsıtasıyla gerçekleşti.</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b><br /></b></span></span> </div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Osman İbni Maz’un (r.a) Cahiliye döneminde bile içki içmeyen akıllı bir gençti. </b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Arkadaşlarına, ben aklımı gideren, benden daha düşük kimseleri benimle alay ettiren içkiyi içmem derdi. Temiz yaratılışlı, dürüst bir insandı. Birgün eve mutlu bir şekilde, güleryüzle neşeli olarak geldi. Hanımı Havle binti Hakîm ona:</b></span></span><br /> <br /> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>“–Ne var ne yok Ebû Sâib?” dedi. O da:</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>“–İyilik, güzellik var Ümmü Şerîk! Muhammed’e tâbî oldum. Yeni dine girdim. İslâm’la şereflenen ilk onüç kişiden biri oldum. Geceleyin kardeşim Kudâme’yi de götüreceğim.” dedi.</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Hanımı Havle de hiç tereddüt göstermeden ben de Ebû Sâib! dedi.</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Osman İbni Maz’un (r.a) gülerek: “Sen de Kudâme’nin hanımı Safiyye binti Hattab ile...” dedi. Hep birlikte toplanıp Rasûlullah (s.a) Efendimize geldiler. Huzurda Kur’an’dan âyetler dinlediler. Yeni din İslâm hakkında bilgiler edindiler. Kelime-i şehadet getirerek İslâm’la şereflendiler.</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle binti Hakîm (r.anhâ) evinde huzur ve seâdeti, gönlünde büyük bir mutluluğu yakalamıştı. Kocasıyla birlikte ibadet ediyor, sevgi ve saygı içinde neşe dolu hayatlarını devam ettiriyorlardı. Müslüman âilelerdeki yardımlaşmayı, kaynaşmayı gördükçe ve bu tür yuvaların sayısı arttıkça müşrikler bu durumu hazmedemiyordu. Yeni din İslâm Mekke’de yayıldıkça müşrikler ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Tehditler, ambargolar, ezâ ve cefâlar hatta işkenceler yapmağa başladılar. Bu arada müslümanlara hicret izni verildi. İlk kafilenin reisi olan Osman İbni Maz’un (r.a) on erkek, dört kadın ile birlikte Habeşistan’a hicret etti. Orada huzurla ibâdetlerini yapıyor ve sükûnet içerisinde yaşıyorlardı. Kureşlilerin müslüman olduğuna dâir bir haber üzerine üç ay kadar sonra tekrar Mekke’ye döndüler. Müslümanlara yapılan işkencelerin devam ettiğini gördüler. Bir müddet daha sıkıntılı günler geçirerek doğdukları şehirde yaşadılar.</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle binti Hakîm (r.anhâ) takva sâhibi, sâliha bir hanımdı. Çok ibadet eder ve çok oruç tutardı. Zâhid ve âbid bir hayatı vardı. İki Cihan Güneşi Efendimizin hizmetinde bulunmayı kendisine şeref bilirdi. Hz. Hatice (r.anhâ) annemizin ebedî âleme göç etmesinden sonra birgün Efendimizi ziyarete gitti. Huzuruna vardığında:</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “Ya Rasûlallah! Hatice’nin eksikliği gözümden kaçmadı.” dedi. Efendimiz de:</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “Evet! Hatice, çocuklarımın annesi ve evimin gözetleyicisi idi.” dedi. Havle (r.anhâ) bu yumuşak ve sıcak cevabtan sonra tekrar Efendimize:</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “Yâ Rasûlallah! Evlenmek istemez misiniz?” diye sordu. Efendimiz:</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “Kiminle?” buyurdu. Havle (r.anhâ) da:</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>– “İster bâkire, istersen dulla.” dedi. Bunun üzerine İki Cihan Güneşi Efendimiz:</b></span></span> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b><br /> “Kimdir onlar?” buyurdu. Havle:– “Bâkire olan Hz. Âişe, dul da Sevde binti Zem’a’dır.” diye cevap verdi.</b></span></span></div> <div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Fahr-i Kâinat (s.a) Efendimiz Havle (r.anhâ) ya dünürcülük yapmak üzere izin verdi ve: “Git onlara beni anlat. Benim için her ikisiyle de konuş.”  buyurdu.</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle (r.anhâ) sevincinden adetâ uçuyordu. Bu şerefli hizmeti yerine getirmek üzere derhal oradan ayrıldı. Hz. Âişe ve Hz. Sevde (r.anhâ) ve âileleriyle ayrı ayrı görüştü. Allah Rasûlüne akraba olmayı kim istemezdi? Ona hizmet en büyük şerefti. Ona yakın olmak en büyük nimetti. Havle (r.anhâ) dünür olarak gittiği iki ailenin de bizim için şereftir fakat diye başladıkları çekincelerini Efendimize ulaştırdı. Fahr-i Kâinat (s.a) Efendimiz çekindikleri hususları izâle edecek cevaplarla Havle (r.anhâ)’yı tekrar gönderdi. Gönüller huzur içerisinde Hz. Âişe (r.anhâ) ile nişan yapıldı. Hz. Sevde (r.anhâ) annemizin kocası ölmüş ve beş küçük çocuğu ile dul kalmıştı. Himayeye muhtaçtı. İki Cihan Güneşi Efendimizin hâne-i seâdetinin de hizmeti görülecekti. Mekke-i Mükerreme’de Sevde binti Zem’a (r.anhâ) annemizle nikahları kıyıldı. Bir müddet sonra Efendimiz ile Hz. Ebû Bekir (r.a) hicret etti. Daha sonra aile efradı hanımlar, çocuklar Medine’ye getirildi. Sevde annemiz Mescidin etrafında yapılan odalara yerleştirildi. Hz. Âişe (r.anhâ) baba evinde idi. Kısa bir zaman sonra da Hz. Âişe (r.anhâ) ile Efendimizin nikâhları kıyılıp düğün yemeği, velîme ziyafeti verildi. Hz. Âişe annemiz de Sevde annemizin yanındaki boş bir odaya yerleştirildi.</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle (r.anhâ) İki Cihan Güneşi Efendimizin mutluluğuna vesîle olan bu hayırlı işi tamamlayarak şerefli bir hizmeti görme bahtiyarlığına  eren bir İslâm hanımefendisidir. Kocası Osman İbni Maz’un (r.a) Medine’de vefat eden ilk sahâbî ve Cennetü’l-Bakî’ye defnedilen ilk muhâcirdir.</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle (r.anhâ) kabri başında: “Cennet sana mübârek olsun Ey Ebû Sâib!” dedi. Resûl-i Ekrem (s.a) Efendimiz bu söze karşı Havle (r.anhâ)’ya bir hatırlatmada bulunarak: “Allah ve Rasûlûnü severdi, desen kâfi idi.” buyurdu.</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Osman İbni Maz’un (r.a) zâhid ve âbîd olarak yaşamıştı. İki Cihan Güneşi Efendimiz onun techiz ve tekfininde: “Ey Ebû Sâib! Allah sana rahmet etsin! Dünyadan çekip gittin. Ama ne sen ona iltifat ettin, ne de o sana...” buyurdu. Defnedildikten sonra kabrinin başucuna bir taş koyup şöyle dedi:</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>“Bu bizim selefimizin (önce gidenimizin) kabridir. O bizim ne iyi selefimizdir.” buyurdu. Daha sonra vefat edenlere de: “Hayırlı selefimiz Osman’a kavuş.” buyurmuşlardır.</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle binti Hakîm (r.anhâ) ilim âşıklısı, fazîletli bir hanımdır. Dînî konuları sorup öğrenme hususunda hiç çekinmezdi. Birgün Resûl-i Ekrem (s.a) Efendimize: “Ya Rasûlallah! Kadın rüyada ihtilâm olur mu? Olursa ne yapar?” diye sordu. Efendimiz de: “Böyle bir şey olursa gusül abdesti alsın.” buyurdu.</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Birgün Hz. Âişe (r.anhâ) annemiz Havle (r.anhâ)’nın ziyaretine gitti. Onu dağınık bir vaziyette, bakımsız bir halde gördü. Bu durum karşısında Hz. Âişe (r.anhâ) annemiz onun hakkında: “Gündüz oruç tutan, geceleyin namaz kılan kocası olmayan yapayalnız bir kadın.” dedi. Onun giyim kuşama bakmayan, dünyaya değer vermeyen âbîd, zâhid ve fazilet sâhibi bir hanım olduğunu beyan etti.</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle binti Hakîm (r.anhâ)’nın kocasının ölümünden sonra mehrini bağışladığını bildirerek Efendimize evlenme teklifinde bulunduğu, Âişe (r.anhâ) annemizin bunu yadırgadığı ve bu tür tekliflerin yapılmasında sakınca bulunmadığını bildiren âyetin nâzil olduğu rivayet edilmektedir. Meâlen: “...Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mü’min kadını, diğer mü’minlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık)” (Ahzâb sûresi: 50) Daha sonra aynı sûrenin 51. âyeti nâzil olunca Havle (r.anhâ)’yı bıraktığına dâir rivayetler de bulunmaktadır.</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Vefat tarihi bilinmemekte olan Havle binti Hakîm (r.anhâ) Rasûlullah (s.a)’den onbeş hadis rivâyet etmiştir. Bir tanesi şudur:</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Havle binti Hakîm (r.anhâ)’dan rivayet edildiğine göre, “Rasûlullah (s.a)’i şöyle buyururken dinledim” dedi: “Kim bir yerde konaklar da sonra “Eûzü bi kelimâtillâhi’t-tâmmâti min şerri mâ halâk = Yarattıklarının şerrinden Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım." derse, konakladığı o yerden ayrılıncaya kadar hiçbir şey ona zarar vermez."(Müslim, Zikir 54)</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span></span><br /> <div style="text-align: justify;"> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b>Cenâb-ı Allah, Havle bint-i Hakîm Hazretleri'nden ve diğer tüm Hanım Sahâbe Annelerimiz'den razı olsun. Bizleri de şehitlik ve şehidelik mertebesiyle müjdelesin. Bu mübarek Hanım Sahâbe Annelerimiz'in şefaâtlerine nâil eylesin bizleri... Amin.</b></span></span></div> <div style="text-align: justify;"> <br /></div> <span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><b> Mustafa Eriş <br /> Altınoluk Dergisi</b></span></span>

Havle bint-i Hakîm (R.Anhâ)

Havle binti Hakîm radıyallahu anha Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize ilk inanan hanım sahâbîlerden... Hz. H...

Devamı »