GuidePedia



Bismillahirrahmanirrahim / بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم 

Söze başlamadan önce, Yüce ALLAH'a (Celle ve Alâ) sonsuz hamd ve senâlar ederiz. Yüce ALLAH'ın (Celle ve Alâ) Sevgili Peygamberi Hazret-i Muhammed Mustafa (Sallallahû Aleyhi Ve Sellem) Efendimiz'e sonsuz salât ve selâm ederiz.

Bu site, Mümin olan kardeşlerimizin ve Mümin olmayanların aydınlanmaları, hangi amaç uğruna yaratıldığımızın idrâki ve tefekkürü, nasıl bir kâmil insan olabileceğimizin anlatılması, Resûlullah Efendimiz'in (Sallâllahû Aleyhi Ve Sellem) Sünnet-i Seniyye'sine bağlı kalmamız gerektiğinin şuuru, ALLAH (Celle ve Alâ) Dostları'nın hayatlarından kesitler sunmak ve daha nice İslâmî bilgileri paylaşıp tüm insanlığa hizmet etmek amacıyla kurulmuştur. Cenab-ı ALLAH (Celle ve Alâ) mübarek kılsın. Amin.

Kâinatta var olan, ezelde yaratılmış olup zahiren meyvelerini görmekte olduğumuz tüm nimetleri bizlere sunan O Padişahtır ki; yaratmayı murat etmiş olup, fiziksel olarak meydana getirdiği her türlü mahlûkat bilâkis O Aziz ve Celil olana muhtaçtır. O mutlak ve daim kudret sahibi yaratıcıdır ki; biz insanoğlunu yaratılmışların en üstünü yaparak bizlere şeref ve onur kazandırmanın yanı sıra, SEVGİLİM dediği, tüm aşk ve iştiyâkını O'NUN üzerinde topladığı, “SEN olmasaydın bu kâinatı yaratmazdım” hadis-i kutsisine mahzar kıldığı Resul-i Zişan Efendimiz (Aleyhissalât-u Vesselâm)’ın ümmetinden kılarak şeref ve onurunu üzerimizde ziyadesiyle pekiştirmiştir. Bizleri insanların en hayırlıları zümresine dahil eden ALLAH Azze ve Celle ve Tekaddes Hazretleri rızkını kesintisiz ve eksiksiz olarak sunmaktadır. Tüm bu nimetler karşılığında ise bizlerden talep ettiği sadece O’nun rıza-i bari’si doğrultusunda yaşamamız, koymuş olduğu hükümlere karşı sadâkatle bağlanıp uygulamamız, insanlara ve kâinatta mevcut bulunan diğer tüm canlılara karşı sevgi ve şefkat besleyip, huzur ve barış içerisinde yaşamamızdır. 

Her nasıl ki, en basit bir devlet kurumunun veya herhangi bir şirketin veyahut da üyesi olduğumuz bir kuruluşun kendisine ait bazı prensipleri ve kuralları varsa ve bu kurallara uymamız dahilinde itibar görüp saygı ve sevgiye mahzar oluyorsak ve o kurumun-kuruluşun içerisinde kabule şayân oluyorsak, o ortamda tutunabilmek adına o kuruluşun koymuş olduğu kurallara uymak zorundaysak, elbette ki dünya hayatı ve içerisindekilerle mukayese edilemeyecek tarzda mahiyeti büyük ve önemi oldukça yüksek olan ahiret hayatının kazanılması ve sonsuz güzelliklere kavuşulması için de kural koyucuların en büyüğü ve en güzeli olan Rabb-ûl Alemin’in şeriatine ve kanunlarına uymamız ise en zaruri durum olsa gerek. 

Her meslek gurubunun kendine ait bazı prensipleri olduğu üzere, kuralları, kanunları ve kanun koyucuları da vardır. Başarının elde edilebilmesi için de disiplinli bir şekilde kurallara uymak icâp eder. O meslekte başarıya ulaşmanın tek yolu kurallara sâdık kalarak daimi istikrarı yakalamaktır. Hâl böyle iken kâinatın kurucusu olan ALLAH Azze ve Celle ve Tekaddes Hazretleri’nin koymuş olduğu kanun ve kurallar bizlerin daimi mutluluğu ve ferahı açısından, dünya hayatımızın mutluluğu ve sonsuz ahiret hayatımızın bekası açısından önemli bir yer teşkil etmektedir. Dolayısıyla bu dünya hayatı tamamen geçici zevk ve hevesler üzerine kurulmuş olup fanîlik içermektedir. Ve yine içerisinde mevcût bulunan kural ve kanunlar ise yok olmaya mahkûmdurlar. Asıl gaye ise sonsuz güzellikleri vücûda getiren ALLAHÛ TEALÂ’nın kanunlarına gönülden bağlanmak ve hayatımızın her zerresinde tatbik etmektir. 

Bu âlem, maddeden yaratılmıştır. Yani evvelce yok iken sonradan meydana gelmiştir. Bunu bütün dünya alimleri ve bilim adamları da kabul etmektedir. Evvelce yok iken sonradan yaratılan her şey akıl ölçülerine göre bir yaratıcının varlığına muhtaçtır. Öyle ise, bu âlem de sonradan yaratıldığına göre, o da bir yaratana muhtaçtır. Bu yaratıcı da ALLAHÛ TEALÂ’dır. 

Herhangi bir şeyi, meselâ, bir masayı ele alalım; masa elbette ki kendi kendine masa haline gelmiş değildir. İlk önce küçük bir ağaçtı, sonra ağaç büyüdü... Büyürken ağacın, güneşe, suya, gıdaya ihtiyacı olduğunu da unutmamak lazım gelmektedir. Daha sonra bir insan tarafından kesildi. Ağaç, araba ile hızarın yanına getirildi. Hızarda kesildi, biçildi, ölçüleri alındı. Çivileri çakılarak bir masa haline getirildi. Şimdi, en basit bir masa kendi kendine oluşamazken şu kâinat masası, hem de üzerinde binbir çeşit yiyecek ve canlılar ile donatılmış olduğu halde, kendi kendine oluşur mu? Buna hangi akıl “Olur” der? Tüm bu delillere binâen ALLAH-Û AZİMÜŞŞAN Hazretleri bir ayet-i kerimesinde şöyle buyurmaktadır: "Şüphe yok ki göklerde ve yerde mü’minler için (ALLAH’ın varlığına dair) deliller vardır." (Casiye : 3)

Akıl sahipleri için çokça deliller vardır. Örneğin, insanın yaratılışını ele alalım; öylesine muazzam bir yaratılıştır ki, erkek olan birey (baba) dişi olan birey (anne) ile cinsel münâsebet kuruyor, bu ilişki sonucunda dişi olan bireyin rahmine bir çay bardağının çeyreğini bile dolduramayacak azlıkta, beyaz bir sıvı bırakıyor ve bu sıvı zaman içerisinde dişi bireyin rahminde büyüyüp gelişiyor, kemikleri oluşuyor, kemiklerini örten etler oluşuyor, etlerin içerisinde kaslar oluşuyor, kasların içerisinde damarlar oluşuyor, damarların içerisinde kanlar depolanıyor ve bu süreç böylece devam edip daha sonra 9 ay gibi bir süre sonucunda elleri-ayakları olan, kafası-gözü-kulakları olan, iç organları olan, beyni olan bir insan meydana geliyor. Ve bu insan zaman içerisinde gelişip büyüyor, iş sahibi, eş sahibi, çocuk sahibi oluyor. Şimdi şöyle bir düşünelim; tüm bunları ve daha fazlasını kusursuz bir denge ve nizâm ile yaratan bir yaratıcı mıdır yoksa bunca denge ve nizâma rağmen tesadüf eseri mi meydana gelmektedirler? Eğer tüm bunları muazzam kudret sahibi olan bir yaratıcı yaratıyorsa, o halde biz insanlar çokça tefekkür edip, sonsuz güç ve kudret sahibi olan yaratıcımıza şükür ve hamd-ü senâlar etmemiz, nâmaz kılıp yaratıcımız olan Cenâb-ı ALLAH'ımızı tesbih edip, yüceltip, O'na olan kulluk borcumuzu ödememiz gerekmektedir. Şüphesiz ki Allahû Tealâ Hazretleri'nin bizlerin ibadetlerine ihtiyacı yoktur. Lâkin bizler aciz kullar olduğumuz için, yaratıcımız olan Allahû Tealâ'ya ibadet etmeye mecbur bulunmaktayız. Bir insan, hem bu dünyada hem de ahiret hayatında mes'ud bahtiyar olmak istiyorsa, Allahû Tealâ'nın yapılmasını farz kılmış olduğu hükümlere uyması gerekmektedir. 

Dolayısıyla, bu web sitesinin kurulmasındaki en büyük amaç, insanların İslâmiyet hakkında daimi bir bilgiye sahip olmasını sağlamak ve yaratıcımız olan Cenâb-ı ALLAH'a karşı derin bir sevgi içerisinde olup, O'na olan kulluk borcumuzu ödeyebilmemiz adına, kalpleri diri tutmak amacıyla kurulmuştur. Eğer bir kardeşimizin hidâyetine vesile olursak veyahutta ALLAH'a ibadet etmesi için önayak olabilirsek ne mutlu bizlere! Hepinizi Yüceler Yücesi Rabbimiz'e emanet ediyorum.

Muhammed Firdevs kardeşiniz dua bekler...
 


 
Top