Vehb b. Münebbih ten rivayet edilmiştir, diyor ki:
- İsrailoğullarının abidlerinden biri vardı ki, nehrin kenarındaki ibadethanesinde ibadet ederdi. Yakınında bir elbise tamir ve temizleyicisi vardı. Belinde para kemeri bulunan bir atlı gelip, kemerini ve elbisesini çıkarır. Nehirde elbisesini yıkar. Elbisesini giyer, fakat para kemerini orda unutup gider.
O gittikten sonra bir avcı gelip serpme ile balık avlamaya başlar. Para kemerini gören balıkçı onu alır, çekip gider. Sonra atlı gelir, para kemerini orda bulamaz. Elbise temizleyiciye:
Para kemerimi burada unuttum der. Adam:
Ben onu görmedim diye cevap verir.
Bu cevaba kızan atlı kılıcını çekip elbise temizleyiciyi öldürür.
Abid bu hali görünce, az kalsın fitneye kapılcaktı. Kendisini toplarlayan abid, Cenabı Hakk a şöyle niyazda bulunur:
Ey Yüce Allah ım! Para kemerini balıkçı alır, elbise temizleyici öldürür. Gece olup uyuduğu vakit, Allahü Teala abide rüyasında şöyle buyurur:
Ey abid ve salih kulum, fitneye kapılma Rabbinin ilmine müdahele etme. Şunu iyi bil ki, o atlı, balıkçının babasını öldürüp malını almıştı. Para kemeri onun babasının malındandır. Elbise temizleyicisine gelince, onun
sevap sahifeleri dopdolu idi. Ancak o sahifelerde günah vardı. Atlının amel defteri günahlarla dolu idi. Sevap hanesinde tek bir sevaptan başka bir şey yoktu. O elbise temizleyicisini öldürdüğü vakit, onun amel defterindeki bir tek günah silindi, atlının amel defterindeki sevab da silindi. Senin Rabbin dilediğini yapar, istediği şekilde hükmeder.
Yorum Gönder