Herkes
tevbe ettiğine kanaat getiriyor, yalnız tevbelerin kabulünün bazı
şartları vardır. Üç meseleyle tevbekârın alameti belli olur:
Dilini lüzumsuz söz, gıybet, söz gezdirme, yalan gibi afetlerden korur.
Hiç kimseye karşı kalbinde haset ve düşmanlık yoktur.
Bütün günahlarından ve kötü arkadaşlarından Allah Tealâ onu ayırır.
Şu halde tevbe , sadece sözleri ile: “Ya Rabbi bağışla, ben pişmanım.” demekten ibaret değildir. Tevbenin hukuku çok derindir.
Mümin
kendisi için istediğini başkaları için de istemedikçe kâmil olmaz. Şu
halde tevbelerimiz noksandır. Kâmil bir makama götürmek için tevbenin
hakikatına , tevbe -i nasuha ulaşacak sebeplere yapışmamız lazım gelir.
Ulemanın bildirdiğine göre, Allah Tealâ tevbekâr kuluna dört ikramda bulunur:
Kötü
arkadaşları bırakır. Zira kötü arkadaş insanın kötü yola gitmesine
vasıtadır. Hadis-i şerifteki: “İmanın en alt derecesi yoldaki taşı
kaldırmaktır.” sözlerini Şah-ı Nakşibend Hazretleri şöyle açıklamıştır:
Yoldaki taştan maksad nefstir . Zira Allah yolundaki insanın en kötü
arkadaşı kendi nefsidir.
Tüm taatlara yönelik olmak şartıyla ve ibadetleri ifa etmekle her günahı bırakır.
Kalpten dünya sevgisi gider. Ahiret hüznü yerleşir.
Allah Tealâ’nın kefil olduğu şeylere karşı bir endişe duymaz, fakat akıbetinin ne olacağını da kestiremez.
Ebu Ümame Bahilî Hazretleri, Rasul-i Kibriya s.a.v.’den şöyle rivayet etmiştir:
“Sağ
taraftaki melek sol taraftaki meleğin kumandanıdır. Kul bir iyilik
yaptığı zaman hemen onun lehine on iyilik yazar. Kul bir kötülük
işlediği zaman sol taraftaki melek onu yazmak isterse sağdaki melek şu
emri verir. ‘Şimdilik dur!’ Bu şekilde onun hatasını altı veya yedi saat
bekleyerek, kul ettiğine tevbe edip Allah’dan bağışlanmayı isteyene
kadar yazmaz. Allah’dan bağışlanmasını istemediği takdirde onun aleyhine
bir kötülük yazar.”
Hz.
Ebu Bekir r.a.’dan bildirilen hadis-i şerifte de Efendimiz s.a.v. şöyle
buyuruyor: “Bir günah işlediğinizde derhal bir iyilik edin. Zira abdest
ve gusül alır da Allah’ın huzuruna durup iki rekât namaz kılar, o
iyilikten sonra bir tevbe ederseniz, Allah Tealâ sizin tevbenizi kabul
buyurur.”
Bunun
için her birimizin günahın arkasından iyilik etmeyi adet edinmemiz
lazım gelir. Nice arif menkıbelerinde vardır ki, murad için bir arif-i
billaha giden kimse, o mübareğin şöyle bir hitabıyla karşılaşır.
- Yanında biraz para filan var mı?
- Var efendim.
-
Sen git, onunla yetimlere ve sadakaya muhtaç olanlara iyilik et.
Elinden gelirse birkaç gün oruç tut. Gece seherlerde kalk, bir miktar
namaz kıl. Sonra Allah Tealâ’ya sıdk ile tevbe et, Allah Tealâ seni
muradına erdirir.
Görülüyor ki iyilikler kötülükleri yok ettiği gibi, her bir kötülük de makamımızı aşağıya dü şürür.
İmam-ı Hasan r.a.’dan beyan buyurulan hadis-i şerifte Rasululah s.a.v. şöyle buyurmu ştur:
“Her
kulun iki meleği vardır. Bunlar Kiramen Kâtibin’dir . Sağ taraftaki
melek sol taraftakininin kumandanıdır. Kul kötü bir iş işlediği zaman
sol taraftaki melek sorar: ‘Bunu yazayım mı?’ Sağ taraftaki şöyle
buyurur: ‘Beş günah işleyinceye kadar yazma.’ Beş günah işledikten sonra
sol taraftaki tekrar sorar: ‘Yazayım mı?’ Sağ taraftaki melek: ‘Bir
iyilik yapıncaya kadar bekle.’ der. Bir iyilik yaptığı zaman sağ
taraftaki melek şöyle der: ‘Bize bir iyiliğe on sevap yazmamız
emredildi. Gel, bu yaptığı bir iyilik için on kötülüğü silelim. Ayrıca
lehine beş iyilik yazalım.’ Bunun üzerine şeytan bağırıp sızlanarak:
‘Ben insanlara ne zamana kadar yetişebileyim!’ der.”
Allah Tealâ buyurmuştur: “Muhakkak ki ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra doğru yola giden kimseyi bağışlarım.”
Tevbede
sabit kalmanın en güzel yolu sadıklarla beraber olmak, gönlünü Allah’a
bağlayan, ilmiyle âmil ulemanın, ariflerin terbiyesine girmektir.
Mehmet Ildırar / Semerkand DergisiCenab-ı Allah, Merhûm Mehmet Ildırar (Mehmet Yarbay) Hazretleri'nden ve diğer tüm ALLAH Dostları'ndan razı olsun. Onlara rahmet eylesin. Şüphesiz ki her nefs ölümü tadacaktır. Cenab-ı Allahû Azimüşşan Hazretleri, Ankebût Suresi 57. Ayet-i Kerime'sinde "Her can ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz." buyuruyor. Sonunda hepimiz ölümü tadacağız ve Rabbi Rahim'imize döneceğiz. Allah (Celle ve Alâ) bizleri nasûh tevbesiyle arınıp tertemiz olan sâlih kulları arasına dahil eylesin. Ve bizleri bu mübarek şahsiyetlerin şefaatlerine nail eylesin. Amin.
Mekânın Ala-i İlliyyûn ve Ala-i Firdevs, mükâfatın Cemalûllah (Celle Celâlûhû) ve Resûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) olsun...
Yorum Gönder