GuidePedia

0

Meleklerin görevleri ve çeşitleri nelerdir?

Meleklerin temel görevleri, Allah’a kulluk etmek; O’nun emirlerini yerine getirmektir. Melekler görevleri açısından bir kaç gruba ayrılır. Melekler yüklendikleri görevler itibariyle farklı isimlerle anılmışlardır. Bunlardan dördü, büyük melek olarak bilinmektedir: Cebrâîl, Mikâîl, İsrâfîl ve Azrail. Bilinen diğer melekler de şunlardır: 

Münker-Nekir (Ölümden sonra, kabirde sorguyla görevli melekler), Kirâmen Kâtibin/Hafaza (İnsanların amellerini yazmakla görevli melekler), Hamele-i Arş (Arşı taşıyan melekler), Hazin (Cennet ve cehennemde bekçilikle görevli melekler), Zebânî, Mâlik (Cehennemde görevli melekler), Rıdvân (Cennette görevli melekler), Mukarrabûn ve İlliyyûn (Allah’a çok yakın ve onun katında üstün mevkie sahip melekler).

Dört büyük Meleğin görevleri nelerdir?
 
Cebrâîl (Aleyhisselâm)


Dört büyük Melekten birinin ismi olup, Peygamberlere vahiy getirmekle görevlidir. Kur’an’da bu meleğin ismi Cibrîl, Rûhu’l-Kudüs, Ruhu’l-Emîn, Ruh ve Resul şeklinde geçmektedir. Bütün peygamberlere vahyi getiren Cebrâil’dir. Kur’an’a göre o, karşı konulmayacak bir güce, üstün ve kesin bilgilere sahip, Allah nezdinde çok itibarı olan ve diğer meleklerin kendisine itaat ettiği şerefli bir elçidir. Yenilmez bir kuvvet ve Allah nezdinde büyük bir makam sahibi olduğu ifâde edilmiştir: “O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve arşın sahibi (Allah’ın) katında itibarlı bir elçinin (Cebrâil’in) getirdiği sözdür.” (Tekvir, 81/19-20)

Mikâîl (Aleyhisselâm)

Dört büyük melekten biri olup, tabiat olaylarını düzenlemekle görevlendirmiştir. Kelime olarak, “Allah’ın küçük ve sevgili kulu” anlamına gelen Mikail Kur’an’ın bir yerinde Cebrail ile birlikte geçmektedir: “Her kim, Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail’e ve Mikâîl’e düşman olursa bilsin ki Allah da inkar edenlerin düşmanıdır.” (Bakara, 2/98)

İsrâfîl (Aleyhisselâm)

Allah’ın emri ile kıyamet kopacağı zaman sûra üflemekle görevlendirilen İsrafil, dört büyük melekten biridir. Bir hadiste İsrâfil, sahib-i karn (sûr’un sahibi, borunun sahibi) olarak isimlendirilmiştir (Tirmizî, Kıyamet, 8). İsrafil sûr’u iki defa üfleyecektir. 

Birinci defa üfürdüğünde göklerde ve yerde bulunan her şey yok olacaktır: “Sûr’a üfürüleceği ve Allah’ın dilediği kimselerden başka, göklerdeki herkesin, yerdeki herkesin korkuya kapılacağı günü hatırla. Hepsi de boyunlarını bükerek O’na gelirler.” (Neml 27/87); “Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur” (Hakka, 69/13-15). İkinci defa üfürdüğünde, bütün insanlar tekrar dirilecek ve mahşer yerinde toplanmak üzere sevk edileceklerdir: “Sûr’a üfürülür. Bir de bakarsın kabirlerden çıkmış Rablerine doğru akın akın gitmektedirler.” (Yasin, 36/51).

Azrâîl (Aleyhisselâm)

Dört büyük Melekten birinin ismi olup, insanların canını olmakla görevlidir. Bu melek Kur’an ve sahih hadislerde, Azrâîl ismiyle değil, melekü’l-mevt (ölüm meleği) şeklinde geçmektedir. “De ki: Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.” (Secde 32/11) Her insanın canını almakla görevli bir ölüm meleği vardır. Azrâîl bu meleklerin başıdır: “Nihayet birinize ölüm geldiği vakit (görevli) elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde kusur etmezler.” (En’am, 6/61, A’raf, 7/37).

Melekler gaybı bilebilirler mi?


Gayb bilgisi yalnız Allah’a mahsus olduğundan, melekler gaybı bilemezler. Ancak Allah onlara bildirebilir. Kur’an’da Allah’ın Hz. Adem’e (Aleyhisselâm) varlıkların isimlerini öğrettiği, sonra da bunları meleklere göstererek isimlerini söylemelerini istediği, meleklerin de, “Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur…” dedikleri bildirilmektedir (Bakara, 2/31-32).


"Meleklere İman" ne demektir?


Meleklerin varlığını gönülden kabul etmek, imanın temel şartlarından biridir. Kur’an’da meleklere imanın farz olduğunu bildiren birçok ayet vardır: “Peygamber, rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler.” (Bakara 2/285), “… asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin … iyiliğidir.” (Bakara 2/177).


Buna göre meleklere inanmayan kişi, dinden çıkmış olur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, “Kim Allah’ı, Meleklerini, Kitaplarını, Peygamberlerini ve Ahiret Gününü inkar ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur.” (Nisa 4/136) buyurulmakta, Meleklere düşman olanların, Allah’ın düşmanı olduğu bildirilmektedir (Bakara 2/98).

Melekler nasıl varlıklardır?

Nurdan yaratılan ve insandan tamamen farklı olan melekler Allah’a isyân etmezler. Hangi iş için yaratılmış iseler o işi yaparlar. Daimâ Allah’a ibadet ve itaat ederler. Kur’ân’da bu hususa şöyle işaret edilmiştir. “Üzerlerinde hakim ve üstün olan Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyleri yaparlar.” (Nahl, 16/50), “Şüphesiz Rabbin katındaki (Melek)ler O’na ibadet etmekten büyüklenmezler. O’nu tesbih ederler, yalnız O’na secde ederler” (A’raf, 7/206),


Melekler bir anda Allah’ın emrettiği bir mekândan diğer bir mekâna intikal edecek, hatta yerleri ve gökleri dolaşacak bir kabiliyette yaratılmışlardır. Kur’ân-ı Kerim’de meleklerin kanatlı varlıklar olduğu ifade edilmemtedir: “Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah’a mahsustur. O, yaratmada dilediğini arttırır”(Fâtır,35/1) Melekler son derece kuvvetli ve süratli varlıklardır. İnsanların yapamadıklarını kolayca yaparlar, ulaşamadıkları yerlere çabucak ulaşırlar.

Melekler, Allah’ın emirleriyle farklı şekillere girebilirler. Örneğin Cebrâil (Aleyhisselâm), Hz. Peygamber’e (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) gelirken bazen Dıhye adındaki sahabi gibi görünmüş, bazen da kimsenin tanıyamadığı bir yabancı gibi gelmiştir (Müslim; Îmân; 1). Hz. İbrahim ve Hz.Meryem’e gönderilen meleklerin de birer insan şeklinde göründükleri yine Kur’ân’da haber verilmektedir (Meryem 19/16-17; Hûd 11/69-70).

Meleklerin gözle görülmeyişleri onların yok olduklarından değil, gözlerimizin o kabiliyette yaratılmamış olmasındandır. Melekleri gözlerimizle müşahade edemeyişimiz onları inkâr etmemizi gerektirmez. Zira gözümüzle görmediğimiz halde varlığını kabul ettiğimiz çok şey vardır. Akıl, ruh, zekâ gibi varlıklar; sevinç ve üzüntü gibi haller bunlardandır. O halde meleklerin varlığına da ruhumuz ve aklımız gibi inanmak zorundayız.

Melek nedir?

İslâm inanç sisteminde melekler, yemeyen, içmeyen, erkeklik ve dişiliği olmayan, uyumayan, günah işlemeyen, Allah’ın emriyle çeşitli görevleri yerine getiren ve gözle görülmeyen latif, nuranî varlıklardır.

Melekler ve görevleri

Âlimler meleklerin tabakalarını yaptıkları işlere göre ayırmışlardır. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri tefsirinde genel olarak melekleri şu şekilde tabakalara ayırmıştır:

1. Dört Büyük Melek:

 
Meleklerin en üstünü bildiğimiz dördüdür: Cebrâîl (Aleyhisselâm) Allah’ın elçisi olarak emir ve yasakları bildirir. Azrâîl (
Aleyhisselâm) ölüm meleği olarak görev yapar. Mikâîl (Aleyhisselâm) rızıkların yetiştirilmesi ve dağıtılmasında görevlidir. İsrâfil (Aleyhisselâm) ise Allah’ın bütün hayat vermeyle ilgili emirlerini uygulayan Melektir.

2. Cünd-ü Sübhani:

 
Kulak hırsızlığı yapan ya da şerleri ile semadaki meleklere ilişen cinleri ve şeytanları taşlayan meleklerdir. Aynı zamanda savaşlara da katılıp Cenab-ı Hakk’ın kullarına yardım ederler.


3. Hamele-i Mümtesil:


Cenab-ı Hakk’tan aldığı emri dünya semasına ulaştıran Melekler.


4. Amele-i Mümessil:


Bu melekler Cenab-ı Hakk’ın kâinatın idare ve düzenini sağlayan “Adetûllah (Tabiat kanunları)” denilen kanunlarını uygulayıcı, taşıyıcı, temsil edici olan işçi Meleklerdir.


5. İbad-ı Müsebbih:


Cenab-ı Hakk’ı sürekli tesbih eden Meleklerdir.


6. Melaike-i Müekkel:


Ayetlerde dağlar gibi şuursuz varlıkların bile Cenab-ı Hakk’ı tesbih ettiklerini anlatıyor. İşte her bir şuursuz varlıkların tesbihlerini, onların namına şuurlu bir şekilde Cenab-ı Hakk’a takdim eden Meleklerdir.


7. Arş’ın Mukarreb Melekleri:


Cenab-ı Hakk’ı tesbih ve anmakla görevli olup, O’na çok yakın ve katında şerefli mevkileri bulunan meleklerdir. Ve günahkâr kullar için de Cenab-ı Hak’dan bağışlanma dilerler.


a) Arşı taşıyan Melekler:


“Melek(ler) onun (göğün) etrâfındadır. Ve o gün Rabbinin arşını, onların üstünde olan sekiz (melek) taşır.” (Hakka, 17)


b) ‘Arş’ın etrafını kuşatmış olan Melekler:


“Melekleri de arşın etrâfını (tavaf eden) kuşatıcılar olarak, Rablerine hamd ile (O’nu) tesbîh ediyorlar görürsün. Artık (mahlûkatın) aralarında hak ile hüküm verilmiş ve: “Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur!” denilmiştir. (Zümer, 75)


8. Cennet Melekleri:


Ki (o güzel âkıbet) Adn Cennetleridir. (Onlar) oralara, atalarından, zevcelerinden ve kendi nesillerinden sâlih olanlarla berâber girerler. Melekler de her kapıdan yanlarına girerler.


(Ve “Sabrettiğinizden dolayı size selâm olsun; işte (dünya) yurdun(un) âkıbeti (olan Cennet) ne güzeldir!” (derler).” (Ra’d, 23-24)


9. Cehennem Melekleri:


Bu meleklere “Zebani” denir. Başkanları da Mâlik isimli melektir.


“Üzerinde on dokuz (Cehennem bekçisi) vardır! (Biz) Cehennemin sâhiblerini (o zebânîleri) meleklerden başkası yapmadık…” (Müddesir, 30-31)


10. Kiramen Kâtibin Melekleri:


Kiramen Kâtibin melekleri insanların sağında ve solunda bulunup iyi ve kötü bütün işlerini yazmakla görevlendirilmiş iki melektir.


“Hem O, kullarının üstünde mutlak galibdir ve üzerinize (amellerinizi) muhâfaza edici (Kirâmen Kâtibîn denilen yazıcı) melekler gönderir. Nihâyet birinize ölüm geldiği zaman, elçilerimiz (olan melekler) onun canını alırlar; ve onlar (vazîfelerini aslâ) ihmâl etmezler.” (En’am, 61)


11. Münker ve Nekir Melekleri:


Ölen kişiyi mezarda sorguya çeken ve gerektiğinde onu cezalandıran iki melektir.


12. İnsanlarla yakın münasebetleri olan Melekler:


Bunların ilk sırasında dört büyük melek gelir.


İnsan’ın bu melekler ile münasebeti doğum ile değil daha doğumdan önce hatta anne rahmine düşmeden başlar.“Allah (cc) rahmine bir melek vazifelendirir.” (Buhari)
Bunlar insanı koruyan, amellerini yazan, anne rahmine düşmesinden tut taa onu kabre kadar yalnız bırakmayan, insanlar için dua eden, namazda insanların yanında bulunan vs meleklerdir.


a) İnsanlara yardım eden Melekler:


Şübhesiz ki “Rabbimiz Allah’dır” deyip, sonra (ihlâs ile) dosdoğru olanların üzerine (ölüm ânında, kabirde ve haşir meydanında): “Korkmayın, üzülmeyin ve va‘d olunup durduğunuz Cennetle sevinin!” diye melekler iner.


“Biz dünya hayâtında da, âhirette de sizin dostlarınızız. Hem orada sizin için canlarınız ne çekiyorsa vardır. Yine orada sizin için ne isterseniz vardır.” (Fussılet, 30-31)


Bu yardımcı ve manevi destek hemen her peygamber için daima görülmüştür. Bunun örnekleri pek çoktur. Bununla birlikte bu melekler peygamberimizin yolunda yürüyen ve imanları kuvvetli, gerçek müminlere salih kullara da kuvvet vererek destek olurlar. Müminlere dünya ve ahirette dost ve arkadaş olarak sıkıntılı hallerinde manen onları teselli ederler.


b) İnsanları bela ve musibetlere karşı koruyan Melekler:


“Hiçbir nefis yoktur ki, üzerinde bir gözetici (koruyucu melek) bulunmasın! (Tarık, 4)
Taberani’nin rivayet ettiği bir başka hadiste de insana üç yüz altmış meleğin nezaret ettiği ve insanı koruduğu kaydedilmektedir. (Essuyuti Ed Durril Mensur)


c) İnsanlara dua eden ve Allah (Celle ve Alâ) izin verir ise şefaatleri fayda verecek Melekler:

 
Arşı taşıyan ve onun etrâfında bulunan (melek)ler, Rablerine hamd ile (O’nu) tesbîh ederler ve O’na îmân ederler ve (kendileri gibi) îmân edenler için mağfiret dilerler. (Şöyle derler “Rabbimiz! (Sen) herşeyi rahmet ve ilim cihetiyle kuşatmışsındır; artık tevbe edip senin yoluna uyanlara mağfiret eyle ve onları Cehennem azâbından koru!” (Mü’min, 7)


“Göklerde nice melekler vardır ki, Allah’ın dileyeceği ve râzı olacağı kimseler için izin vermesinden sonra olması müstesnâ, onların şefâatleri de hiçbir fayda vermez.” (Necm, 26)


d) İnsanların ruhen yükselmelerine yardım etmek ve onların iyi, güzel ve hayırlı işlere yönelmelerini telkin eden ilham Melekleri:


Bu ilham meleklerine “idrak elçileri” de denir. Şuurlu varlıklar olan insanlara, cinlere hatta yine kendi cinsleri olan meleklere yaratılmadan önce hayrın ve ilâhî hoşnutluğun durumunu ruhlarının algılamasını sağlayarak yol gösterirler.


Meleklerin Peygamberlere indirdiği ilahi vahiy ve insanlara telkin ettikleri ilahi ilham ile ruhi hayatın ne olduğunu anlayabilirler ve ruhi melekelerini geliştirerek, ruhen yükselebilirler. Böylece melekler, müminlere manevi kuvvet vererek, ruhen yükselmelerine yardımcı olurlar.


Meleklerin insanlar için dua etmeleri bütün insanları ruhen yükselme yoluna sokmak içindi

MELEK NEDİR?

Melek, Allah tarafından yaratılmış, erkeklik ve dişilikleri olmayan ve Allah’a itaatten ayrılmayan nuranî bir varlıktır. Melekler, duyu organlarıyla algılanabilecek maddî bir yapıya sahip olmamaları yönüyle gayb âlemine ait varlıklardır. Bunun için de, haklarında duyularla değil, âyet-i kerimeler ve peygamberlerin verdikleri haberlerle bilgi sahibi oluruz.

Rabbimiz, gaybın son habercisi, son peygamberi Hz. Muhammed’e (sallallahu aleyhi ve sellem) vahyetmiş olduğu kitabında, bize meleklerden bahseder ve onların varlığına inanmayı iman esasları içinde ifade eder: “Peygamber Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, (buna) mü’minler de (iman ettiler). Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler.” (Bakara, 2/285)

Meleklere inanmayan kişi, ilgili âyetlerin hükmünü inkâr ettiği için iman etmiş sayılmaz. Esasında meleklere inanmamak, dolaylı olarak vahyi, peygamberi, peygamberin getirdiği kitabı ve tebliğ ettiği dini inkâr etmek anlamına gelir.

Meleklerin özellikleri nelerdir?


Meleklerle ilgili bilgiyi biz, Hz. Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve sellem) hadislerinde görmekteyiz. Bir hadis-i şerifte “Cinlerin ve şeytanların ateşten, Hz. Âdem’in topraktan/çamurdan, meleklerin ise nurdan yaratıldığı” (Müslim, Zühd, 10) bildirilir.


Melekler günâh işlemezler


Melekler, öfke, kin, gazap, kıskanma ve haset gibi negatif duygulardan uzak olup, beşere ait diğer his ve meyillerden korunmuşlardır. Dolayısıyla onlar için, isyan ve başkaldırma gibi herhangi bir günah söz konusu değildir.


Yemez içmezler, evlenmezler


İnsanların sahip oldukları yemek, içmek, erkeklik, dişilik, evlenmek gibi fiil ve özelliklerden uzak (Saffat, 37/49) ruhanî birer varlık olan meleklerin, makamları sabittir ve onlar için bir ücret alma da söz konusu değildir.


Son derece hızlı hareket edebilirler


Melekler, kendilerine has latif ve nuranî bir yapıya sahip olmaları sebebiyle son derece süratli, kuvvetli ve mükemmel varlıklardır. Kur’an’da onların bu özelliklerini ifade adına şöyle buyrulur: “Melekler ve ruh, O(nun arşı)na -miktarı (dünya senesi ile) elli bin yıl olan- bir günde yükselip çıkarlar.” (Mearic, 70/4)


Çeşitli şekillere girebilirler


Melekler, Allah’ın emir ve izni ile çeşitli şekillere girebilen varlıklardır. Onlar peygamberler tarafından hem aslî, hem de başka şekilleriyle görülmüşlerdir. Meselâ, Cebrail (aleyhisselam) Hz. Meryem’e bir insan şeklinde görünmüştür. (Meryem, 19/16-17.) Hz. İbrahim’e bir oğul müjdesiyle gelen melekler de, insan şeklinde görünmüşlerdir. Ayrıca Cibrîl hadisi olarak bilinen, -iman, İslâm ve ihsan kavramlarının tanımlarının yapıldığı- rivâyette de belirtildiği gibi, Cebrail sahabiler tarafından insan şeklinde görülmüştür. (Müslim, İman 37)


Meleklerin görevleri nelerdir?


Yüce Yaratıcı tarafından meleklere verilen görevleri Kur’an âyetlerinin ve bazı hadis-i şeriflerin ışığında şöyle sıralayabiliriz:


1. Allah’ı her bir eksik ve yanlış mülâhazadan tenzih etmek, O’na gece gündüz övgü ve şükranda bulunmak ve O’nu, O’na yaraşır bir biçimde yüceltmek.
2. Allah’ın peygamber olarak seçtiği kullarına vahiy getirmek.
3. Peygamberleri salât ve selâm ile yüceltmek ve bütün insanlara dünyada hayır duada bulunmak.
4. Peygamberlere ve mü’minlere manevî bir güçle destek olup onları sıkıntılı ve üzüntülü anlarında rahatlatmak, inkârcıları ise sıkıntıya sokmak.
5. İnsanı koruyan takipçiler olarak bir anlamda insanlara hizmet etmek.
6. İnsanların fiillerini kaydetmek.
7. Kâinatla ilgili olarak yürütülen ilâhî icraata vasıta olmak.
8. Beşerin yaratılış ve ölümüyle ilgili olarak görev yapmak.
9. İlâhî cezaları icra eden elemanlar olarak görev yapmak.

Melekler kaç gruba ayrılır, vazifeleri nelerdir?


Meleklerin sayısı ve çeşitleri:

Meleklerin sayısını ancak Allah bilir. Kur’an’da ve hadislerde meleklerin sayıları hakkında açık bir bilgi mevcut değildir. Ancak Kur’an’ın “Göklerin ve yerin orduları Allah’a aittir.” şeklindeki beyanlarından hareketle, sayılamayacak kadar çok olduklarını söylememiz mümkündür.

Vahiy Meleği Hz. Cebrâîl
(Aleyhisselâm)

Cebrail (aleyhisselam) dört büyük melekten biridir. Allah tarafından peygamberlere vahiy getirmekle görevlendirilmiştir. İsmi Kur’an’da üç yerde Cibrîl olarak geçmektedir. Ayrıca Cibrîl âyetlerde “ruh”, “rûhenâ”, “rasûlün kerîm”, “rasulü rabbik”, “ruhu’l-emin”, “ruhu’l-kudüs” gibi isimlerle de zikredilmektedir. Bir hadiste ise, bunlara ilâveten “en-Nâmus” diye isimlendirilmektedir.


Kıyamet Meleği: Hz. İsrâfil (Aleyhisselâm)

Bu meleğin adı Kur’an’da açıkça geçmez. Âyetlerde yalnızca, sura üflenileceğinin haberi verilir. Adı, hadiste dört büyük meleğin içinde zikredilir. İsrafil (aleyhisselam) sûra iki defa üfleyecek, ilkinde kıyamet kopacak, ikincisinde ise tekrar diriliş meydana gelecektir.


Ölüm Meleği: Hz. Azrâîl (Aleyhisselâm)

Görevi, ölüm vakti gelenlerin ruhunu teslim almaktır. Kur’an’da ölüm meleği adıyla ifade edilmiştir.


Kirâmen Kâtibîn Melekleri

İnsanın sağında ve solunda görevli olarak bulunan iki meleğin adıdır. Sağdaki, iyi iş ve davranışları, soldaki ise kötü iş ve davranışları tespit etmekle görevlidir. ‘Hafaza melekleri’ adı da verilen bu melekler, kıyamet günü hesap sırasında yapılan işlere de şahitlik edeceklerdir.


Kâinattaki hadiseleri idare eden Melek:

Hz. Mikâil Dört büyük melekten biri olup Allah tarafından kâinattaki tabii olayların ve yaratıkların rızıklarının idaresine vasıta kılınmıştır. İsmi, Kur’an’da sadece bir âyette geçer.


Mukarrebûn Melekleri


İlliyyûn ve Kerûbiyyûn olarak da anılan bu melekler, Allah’ı tesbih ve anmakla görevli olup O’na çok yakın ve O’nun katında şerefli bir mevkide bulunurlar.


Hamele-i Arş Melekleri


Arşı (Allahın kudret ve saltanatının tecelli yeri) taşıyan meleklerin adıdır. Kur’an’da haklarında şöyle buyrulur: “Arşı taşıyan, bir de onun çevresinde bulunan melekler devamlı olarak Rab’lerini zikir ve O’na hamd ederler.”


Münker ve Nekir Melekleri

Ölümden sonra kabirde sorgu ile görevli iki melektir. Bilinmeyen, tanınmayan, yadırganan anlamındaki Münker ve Nekîr, mezardaki şahsa, hiç görmediği bir şekille gelmeleri sebebiyle bu ismi almışlardır. Bu iki melek kabirdeki ölülere, “Rabbin kim?”, “Peygamberin kim?”, “Kitabın ne?” şeklinde sorular yöneltirler ve o insana, alacakları cevaplara göre muamele ederler. Hadis-i şeriflerde, insanın kalbine doğruyu ve gerçeği ilham eden, Kur’an okunurken yeryüzüne inen meleklere de dikkat çekilir.


Melek inancı insana ne kazandırır?


Meleklere inanan birisi, kendisini hiçbir zaman yalnız hissetmez. Zira böyle birisi en yalnız zamanlarında bile, kendisiyle beraber bulunan meleklerin varlığını bilir ve onların mevcudiyetlerinden duyduğu manevî bir feyizle yalnızlığını ünsiyete (sıcak bir birlikteliğe) çevirir.


Her an onların kontrolü altında olduğunu bilen ve düşünen bir mü’min, günahlara doğru yürümekten hem utanır hem de çekinir. Melek inancı, manevî güzelliğin ve ahlâkî inceliğin bir sembolü olarak, insanlarda kendilerine benzemeye özlem duyulan bir hedef olarak da teşvik edici bir etkiye sahiptir.

Cenâb-ı Allahû Azimüşşân, Cennetler'de bu güzel Melekleri görüp, onlarla sohbetler etmeyi bizlere nasip etsin. Amin.


Yorum Gönder

 
Top