Rifaa´nın Müslüman Oluşundaki Fevkaladelik
Rifaa bin Rafi´den sahihtir kaydıyla Hakim rivayet eder. Şöyle ki: O, teyze oğlu Muaz bin Afra ile Mekke´ye gitmişti. Bu olay, Medine´li ensardan altı kişinin Kureyş ile bir anlaşmaya varmak üzere ve de anlaşmadan döndükleri Mekke seferinden önce olmuştu. Rifaa, Mekke´de Peygamber efendimizi gördüğü zaman, Peygamber efendimiz kendisine İslam´ı arz etmiş ve buyurmuş ki:
- "Ey Rifaa, bütün gökleri, yeryüzünü, dağları kim yarattı?" Rifaa ve yanındakiler:
- "Şüphesiz ALLAH yarattı" demişler. Peygamberimiz:
- "Peki sizleri kim yarattı?" buyurmuş. Onlar:
- "Şüphesiz ALLAH yarattı" diye karşılık vermişler (yani Rifaa bu olayı kendi anlattığı zaman: Biz de böyle karşılık vermiştik demiştir.) Bunun üzerine Peygamberimiz:
- "Peki tapınmakta olduğunuz putları kim yaptı?" diye sormuş. Rifaa ve arkadaşları da:
- "Bu putları kendi ellerimizle yapan bizleriz" demiş. Peygamberimiz:
- "Peki, yoktan yaratan mı ibadet edilmeye layıktır, yoksa başkasının yaratması ile meydana gelen mahluk mu?" diye sormuş ve hemen şunları ilave etmiş: "Şüphesiz, sizlerin kendi ellerinizle yaptığınız putlara tapınmanız layık değildir. Çünkü onlar sizin eserinizdir ve sizler, kendi ellerinizle yaptığınız ve kendi eseriniz olan putlara değil, sizlerin ve her şeyin yegane yaratıcısı olan ALLAH´a ibadet etmelisiniz. Sizlere layık olan da budur! İşte ben sizi böylece ALLAH´a ibadet edip yalnız O´na kul olmaya; ALLAH´tan başka ibadete layık hiç bir ilahın bulunmadığına şehadet etmeye, benim de ALLAH´ın rasülü olduğuma şehadet etmeye çağırıyorum! Ayrıca sizleri, akrabayı görüp gözetmeye, her çeşit düşmanlıkları da kaldırıp atmaya da çağırıyorum. Benim çağrımı kabul ederseniz, şüphesiz dünyada da, ukbada da bahtiyar olacaksınız!" diyerek davette bulunmuştur."
Rifaa der ki: "Biz Rasulüllah´ın bu daveti karşısında dedik ki:
- "Eğer sizin bizi davet ettiğiniz bu din, haddi zatında hak değil de batıl bile olsa; şüphesiz bizi davet ettiğiniz bu şeyler, işlerin en yüce olanları, ahlakın da en güzel olanlarıdır. Buniarı kabul etmemek için haklı bir itiraz bulacak değiliz."
"Biz orada, Peygamber´in bu davetini, hemen kabul edebilmiş de değiliz. Şahsen ben önce gidip Kabe´yi tavaf ettim. Yedi adet kadar oku çıkarıp torbaya koydum, içlerinden birini o niyetle çektiğimde çıkarsa diye işaretledim. Sonra Kabe´ye dönüp okları karıştırdım. Kader oklarını çekmeden önce de şöyle bir dua ettim: "Ey ALLAH´ım! Eğer, Muhammed´in bizi davet ettiği din, gerçekten hak ise; okları yedi defa çektiğimde, her defasında onun için işaretlediğim oku denk getir!" işte böylece dua ettikten sonra okları yedi defa çektim. Her defasında da niyet ve işaret ettiğim ok çıktı. Hayret ve heyecan içinde kalmıştım. Derhal sesimin çıktığı kadar bağırarak: "Bütün varlığımla şehadet edip tasdik eylerim ki, ALLAH´tan başka ibadet edilecek hiç bir ilah yoktur! Muhammed de ALLAH´ın rasülüdür!" dedim. Kendi iradem ve ihtiyarımla şehadet getirip müslüman oldum."[3]
Cenab-ı Allah, Rifaa bin Rafi' Hazretleri'nden ve diğer tüm Ashâb-ı Kirâm Efendilerimiz'den razı olsun. Bizleri de şehitlik mertebesiyle müjdelesin. Bu mübarek Sahabe Efendilerimiz'in şefaatlerine nail eylesin bizleri... Amin.
[3] Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 1/316-317.
Yorum Gönder