GuidePedia

0

Ümmü Râle (Radıyallahû Anhâ) fikir ve düşüncelerini anlaşılır ve net bir şekilde ifade etme kabiliyetine sahip bir hanım sahâbî!...

Resûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz'in huzûrunda hanımların sözcülüğünü yapan , fasih konuşmasıyla tanınan, şair ruhlu, mersiyeler söyleyen bir hanım!...

Allah yolunda yapılan her türlü çalışmalara katılmayı, hanımlar arasında içtimâî faaliyetlerde bulunmayı seven, şefkat ve merhamet sahibi, yardım sever bir iman eri!...

Allah rızası için candan hizmet eden,fakire- fukaraya ve çevresine elinden gelen yardımı esirgemeyen, iyilikte yardımlaşmayı hanımlar arasında teşvik eden hatta yarış haline getiren, bahtiyar bir hizmet eri!...

O, Medine’li olduğu rivayet edilir. Nesebi hakkında kaynaklarda fazla bir bilgiye rastlanmamaktadır. İslâm’ın güzellikleriyle Medine’de tanışıp buluşmuş ve müslüman olmuştur.

O,müslüman olduktan sonra İslâm’ın verdiği aşk ve heyecanla gönlünü doldurmuş , etrafına yardımcı olmaya, topluma faydalı olmaya gayret etmiştir. Çevresindeki hanımları da iyiliklerde yarışır hale getirmek için teşvik etmiştir. Bizzat kendisi faaliyetlerin içerisinde bulunarak örnek olmuştur.

Zaman zaman Hanım sahabîlerle bir araya gelir, İslâm’a daha fazla hizmet edebilmenin yollarını araştırırlardı. Evdeki meşguliyetlerinin sosyal faaliyetlerine engel teşkil etmiyeceğini düşünürlerdi. Yeterince İslâmî faaliyetlerde bulunamamanın eksikliğini içlerinde hissederlerdi. Etrafında kendi durumunda olan diğer hanım sahâbîlerle bir araya gelip bu konu ile ilgili olarak hep dertleşirlerdi. 

Erkeklerin bu hususta kendilerinden daha önde olduklarını, cihada gittiklerini, namazlarını mescidde Resûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz'le birlikte kıldıklarını söyleyerek bu faziletlere nasıl ulaşabileceklerini müzâkere ederlerdi. Daha fazla sevap kazanmak için neler yapılması gerektiğine dâir fikir alış verişinde bulunurlar ve hizmetlerini artırabilmek için birbirlerine destek olmaya çalışırlardı.

Birgün bir toplantılarında, zihinlerini meşgul eden, gönüllerine rahatsızlık veren bu konuyu Resûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz'e arz etmeye karar verdiler. 

Daha fazla ecir kazanabilmek için ne tür ameller yapmaları gerektiğini öğrenmek istediler.

Hangi ameller daha fazîletliydi? 

Allah’a yaklaştıracak hangi ameller bize tavsiye edilirdi?

Hanımlar bu taleplerini ulaştırmak üzere Ümmü Râle radıyallahu anha’yı aralarında sözcü seçtiler.

Ümmü Râle (r.anha), Resûl-i Ekrem (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz'in hâne-i saâdetine geldi.Hürmetle huzûruna çıktı. Samîmi bir şekilde açık ve net bir ifade ile:

“- Ey Allah’ın Resûlü! Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun” diyerek önce selâm verdi. Sonra konuşmasına şöyle devam etti: 

“- Yâ Resûlallah! Biz evli ve çocukları olan hanımlarız. Evlerimizin işini yapıyor, çocuklarımızın terbiyesiyle uğraşıyor, kocalarımıza hizmet etmeğe çalışıyoruz. Bu yüzden erkeklerin yaptığı gibi daha fazla amel yapamıyor, cihada katılamıyoruz. 

Bizim için gazaya çıkıp büyük ecirlere nâil olmak mümkün olamıyor. Bunun sevabından mahrum kalıyoruz. Bizi Allah’a yaklaştıracak ve büyük ecirler kazandıracak bir şey öğretseniz” diye talebte bulundu.

Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz imanı uğrunda bir şeyler yapma azmi içerisinde olan bu gayretli, heyacanlı sahâbesine tebessüm ederek :

“- Siz de evinizde yapmakta olduğunuz hizmetlerinizden büyük ecir ve sevap alacaksınız” buyurdu. Sonra şöyle devam etti: 

“Size düşen şey, gece gündüz Allah’ı zikretmektir. Duâya devam etmektir. Gözlerinizi yabancıya bakmaktan korumak ve seslerinizi yabancıya işittirmemektir.”

Bu şekilde bir hayat geçiren mümin hanımın büyük sevaplar elde edeceğini müjdeleyerek ona tavsiyelerde bulunmuş ve onu teselli etmiştir. (Üsdü’l-gâbe, 1, 1438)

Ümmü Râle (r.anha)’nın Allah Rasûlüne teslimiyeti ve muhabbeti tamdı. Zihnine takılan şeyleri sorar öğrenirdi. O, hanımlar arasında kuaförlük gibi bir hizmette de bulunuyordu. Hanımların saçlarını kesiyor, onları süslüyordu. 

Birgün gönlüne takıldı. Acaba bu yaptığı iş nasıldı? Dînen bir mahzuru var mıydı? 

Bunda bir beis olup olmadığını öğrenmek ihtiyacı hissetti. Bunun için hemen Resûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz'in huzuruna vardı ve şöyle dedi:

“- Yâ Rasûlallah! Ben kuaförüm. Hanımların saçlarını kesiyor, onları eşleri için süslüyorum. Bu nasıl bir iştir? İyi mi yapıyorum kötü mü? Bunun bir sakıncası var mıdır? Onu bırakayım mı?” diye sordu.

Resûl-i Ekrem (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) dînî konulardaki hassasiyeti ve yaptığı işlerdeki titizliği ile tanınan bu sahâbesine yine tebessüm ederek şöyle cevap verdi:

“- Ey Ümmü Râle! Bunda bir beis yoktur. Sakıncalı bir iş değildir. Özellikle gözden düşünce, yaşlanınca, eşlerine karşı sen onları süsle!” buyurdu. (Üsdü’l-gâbe, 1, 1438)

* * *

Ümmü Râle (r.anha) yufka yürekli, şair ruhlu ve gözü yaşlı bir hanımdı. Gönlündeki hüznünü mersiye söyleyerek ifadelere dökerdi. Birkaç mersiyesinin olduğu rivayet edilmektedir.

O, Resûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz hayatta iken Medine’den başka bir yere gitmişti. Vefatını haber alınca Allah Resûlü'nü bir daha görememesi onu çok üzdü. İrtidat olaylarının başladığı sıralarda Medine’ye tekrar döndü.

Resûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz'in vefatıyla ilgili hüzünlü bir hâdise ona anlatılınca kendini tutamayıp ağlamağa başladı. Matem gözyaşları içerisinde Medine-i Münevvere sokaklarında dolaşmağa başladı. O kadar ağladı ki; Medine’yi mâteme boğdu. Ensar evlerinden ağlamayan hiçbir ev halkı kalmadı.

Ümmü Râle (r.anha) gözyaşlarını akıtarak sokaklarda dolaşırken Hazreti Hasan (r.a) ile Hazreti Hüseyin (r.a)’la karşılaştı. 

Resûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz'in sevgili torunları, Cennet gençlerinin efendileri, Ümmü Râle (r.anha)’yı gözyaşları içerisinde ağlar görünce yürekleri sızladı. Onunla birlikte dolaşmağa başladılar. Onu sükûnete kavuşturmak için uğraştılar.Büyük bir muhabbet ve nezaket içerisinde onu teselli etmeğe çalıştılar. 

Ümmü Râle (Radıyallahû Anhâ) Hazreti Fâtıma (Radıyallahû Anhâ)’nın evinin önüne geldikce yana yakıla şu mersiyeyi söylüyordu:

“-Ey Fâtımâ’nın mâmur evi! Senin sahana girip sana yaklaştıkça, seni uzaktan gördükce, gönlümdeki hüzün harekete geçiyor ve beni heyecanlandırarak derdimi artırıyor. Selam sana…” (İsabe, IV, 88, 203)

Kaynak kitablarda adı “Ümmü Rı’le” şeklinde de okunan Ümmü Râle (Radıyallahû Anhâ) rakîk kalbli, temiz yürekli bir hanımefendi olarak zikredilmektedir. 

O, hassas bir gönle sahipti. Şiirleri tatlı ve düşündürücü idi. Hizmet ehli, gayretli , teslimiyetli ve becerikli idi. Hakkında fazla bir bilgiye ulaşılamadığı için nerde ve ne zaman vefat ettiği bilinememektedir.

Cenâb-ı Allah, Ümmü Râle Hazretleri'nden ve diğer tüm Hanım Sahâbe Annelerimiz'den razı olsun. Bizleri de şehitlik ve şehidelik mertebesiyle müjdelesin. Bu mübarek Hanım Sahâbe Annelerimiz'in şefaâtlerine nâil eylesin bizleri... Amin.

Mustafa Eriş
Altınoluk Dergisi
2008 - Eylul, Sayı: 271, Sayfa: 059

Yorum Gönder

 
Top