Selmâ bint-i Kays Hazretleri'nin
Mübarek Hayatlarından Kesitler...
Ümmü Münzir künyesi ile şöhret bulan, misafirperverliği ile tanınan bahtiyar bir hanım…
Perhiz yapmak konusunda rivayet ettiği bir hadis-i şerif ile ümmete ışık tutan, iki kıbleye de namaz kılan bir iman eri…
O, Medine’li olup; Neccaroğlu kabilesine mensuptur. Babası, Kays ibni Amr’dır. Annesi, Ragîbe binti Zürâre’dir. Bedir Gazvesinde şehid düşen Süleyt ibni Kays (r.a)’ın kızkardeşidir.
Selma binti Kays radıyallahu anha, Kays ibni Sa’saa ile evlenmişti. Bu evliliklerinden “Münzir” isimli bir çocuğu olmuştu. Bu çocuğa nisbet edilerek o, “Ümmü Münzir” adıyla çağrılmış ve bu isimle şöhret bulmuştur. Kabilesi arasında da daha çok bu isimle tanınmıştır.
Selma binti Kays özgüvene sahip, akıllı, zeki ve becerikli bir hanımdı. Düşüncelerini anlaşılır bir şekilde, rahatlıkla ve açık olarak ifade ederdi. Baba tarafından da Sevgili Peygamberimizin uzaktan akrabası oluyordu. Hatta halalarından sayılmaktaydı.
O, hicretten sonra müslüman olmuştur. Kimseden çekinmeden İslâm’a girme kararını kendi iç dünyasında vermiş ve kabilesinden sekiz-on kişilik bir hanım gurubu ile gelerek Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize biat etmiş bir kahraman hanımdır. İslâm’a girişini kendisi şöyle anlatıyor:
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Medine-i Münevvere’ye gelip yerleştiğini öğrenince; Neccaroğullarından sekiz-on kişilik bir gurup hanımla anlaşıp İslâm’a girmeğe karar verdik. Araya fazla vakit koymadan hemen ertesi gün Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e biat etmek üzere huzuruna vardık.
Allah Resûlü (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) biat için bize bir kaç şart ileri sürdü. Bunlara titizlikle riayet etmemizi isteyerek bizimle biat etti. Bu şartlar şöyle idi:
1. Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacağımıza
2. Hırsızlık etmeyeceğimize
3. Zina yapmayacağımıza
4. Çocuklarımızı öldürmeyeceğimize
5. Kimseye iftira etmeyeceğimize
6. İyilikte isyan etmeyeceğimize
7. Kocalarımızı aldatmayacağımıza dair bizden söz aldı.
Bizler de bu şartları yerine getireceğimize söz vererek biat edip, kelime-i şehadet getirerek müslüman olduk. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in huzûrundan ayrılıp dönerken hanımlardan biri bana:
“-Kocalarımızı aldatmamak ne demek?”
Sen bundan ne anlıyorsun diye sordu.
Ben de, bunu Peygamberimize soralım dedim.
Onlar da:
“-O halde sen geri dön! bunu bir sor, öğren gel!” dediler.
Ben de geri dönüp tekrar Efendimizin huzuruna çıktım ve:
“-Yâ Rasûlallah! Kocalarımızı aldatmamak ne demek?” dedim.
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz tebessüm ederek:
“-Malını alırsınız, izni olmadan harcarsınız. Yahut hediye edersiniz. Veyahut ona başkasını tercih edersiniz. Bir başkasını ona üstün tutarsınız ” buyurdu.
Selma binti Kays (r.anha) ilim âşıklısı bir hanımdı. İslâm’la ilgili yeni şeyleri öğrenme konusunda meraklı, özgüvene sahip, düşüncelerini açık ve net bir şekilde ifade edebilen bir karaktere sahipti. Bu sebebten hanımlar onu seçmişti.
O, iki kıbleye doğru da namaz kılmış bir iman eridir.
Ümmü Münzir künyesiyle anılan Selma binti Kays(r.anha), Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimizden duyduğu hadisleri ezberlerdi. Onun mescidinden ayrılmak istemezdi.
O, misafirine ikram etmeyi de çok severdi. Sevgili Peygamberimiz onun bu misafirperverliğini bildiğinden dolayı evini sık sık ziyaret ederdi.
Bir ziyaretinde İki Cihan Güneşi Efendimiz’in perhiz konusunda bir hadisini duymuş ve hemen ezberlemişti.
Bu hadis-i şerifi; Ebu Davud, “Sünen” inde şöyle nakleder:
“Ümmü Münzir binti Kays el-Ensâriyye’den rivayet olunmuştur. Dedi ki:
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem bir gün evimize geldi. Beraberinde Hazreti Ali radıyallahu anh da vardı.
Ali (r.a) henüz hastalıktan yeni kurtulmak üzereydi. (Yani hasta halinde gelmişti.)
O sırada bizim evde asılı hurma salkımlarımız bulunmaktaydı.
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem kalkıp onlardan yemeye başladı.
Ali radıyallahu anh da onlardan yemek için ayağa kalktı.
Bu durumu görünce Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Ali radıyallahu anh’e yaklaşarak şöyle dedi:
“- Dur yâ Ali! Sen hastasın yeme. Sakın ha, sen hastalıktan yeni kurtuluyorsun” buyurdu.
Ali radıyallahu anh de o hurma salkımlarından yemekten vazgeçti.
Ümmü Münzir (r.anha) der ki:
Ben acele olarak onlara arpa unundan çorba ve silk, çoğandır otundan yemek yapıp getirdim.
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem benim hazırladığım bu yemeği göstererek:
“- Ey Ali! İşte bundan ye. Bu senin için daha faydalıdır” buyurdu. (Sünen-i Ebû Dâvûd, Hadis no: 3856)
Hadis-i şerifte insan vücuduna zararlı ve faydalı olan şeyleri bilmenin, yani tıp ilminin fazîletine ve bu ilmi öğrenmeğe teşvik vardır.
Görüldüğü gibi Hazreti Peygamber (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem), daha hastalıktan yeni kurtulmaya başlamış olan Hazreti Ali (Radıyallahû Anh)’a bazı yiyecekleri yemeyi yasaklamıştır.
Bugün de modern tıpta bir çok hastalıkların tedavisi perhizle yapılmaktadır. Nitekim, “ Mide hastalık evidir. Perhiz ise her devânın başıdır.” (Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, II , 214) buyurulmuştur.
Perhiz, insanın bedenine zarar, mideye ağırlık veren yemeklerden sakınması demektir.
Selma binti Kays (Radıyallahû Anhâ), insanoğlunun en çok aldandığı sağlık, sıhhat konusunda bir hadis-i şerifle de olsa ışık tutan bir bahtiyar hanım sahabidir. Hayatı ile ilgili kaynaklarda fazla bir bilgiye rastlanmamaktadır.
Cenâb-ı Allah, Selmâ bint-i Kays Hazretleri'nden ve diğer tüm Hanım Sahâbe Annelerimiz'den razı olsun. Bizleri de şehitlik ve şehidelik mertebesiyle müjdelesin. Bu mübarek Hanım Sahâbe Annelerimiz'in şefaâtlerine nâil eylesin bizleri... Amin.
Yorum Gönder