Cahiliye devrinin kötü âdetlerinden birinin ortadan kalkmasını sebeb olan bir bahtiyar... Mirastan, hanım ve kızlara pay verilmeme konusunun aydınlanmasına ve haksızlığın giderilmesine vesile olan bir hanım sahâbî...
O, Medine’lidir. Ashabtan Evs İbni Sâbit (r.a)’ın hanımıdır. İslâm nûrunun ışıkları Medine’yi aydınlatmaya başlayınca Ümmü Kühhâ kocasıyla birlikte müslüman oldu.
Allah
Resûlü (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Medine’ye
hicret edince kocasıyla birlikte hizmete girdiler. Sürekli Efendimizin
yanında
olmaya çalıştılar. Savaşta ve hazarda her türlü hizmeti üstlendiler.
Ümmü
Kühhâ (r. anhâ)’nın kocası Uhud Savaşına
katılmıştı. Harb meydanında büyük kahramanlıklar sergiledi ve sonunda
şehid
düştü. Arkada üç kızı ve âilesi kaldı.
Ümmü
Kühhâ (r. anhâ) eşinin geride
bıraktığı mirası ile çocuklarına bakacaktı. Onlara hem anne hem de baba
şefkatini aratmayacaktı. Fakat Cahiliye devrinden kalan kötü bir âdet
vardı.
Ölenin hanımı ve kızı mirastan pay alamazdı. Çünkü Cahiliye Arapları;
“ancak
savaşanlar ve yurdunu müdafa edenler miras alır.” diyerek kadınlarla
çocukları
mirastan mahrum bırakırlardı.
Evs’in
arkaya bıraktığı malı, amcasının
çocukları almıştı. Hanımı ve kızlarına hiçbir şey vermemişlerdi.
Ümmü
Kühha (r. anhâ) bu durumu.
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize gelerek anlattı.
Çaresiz
kaldığını söyledi. Efendimiz ona: “Şimdi evine dön, bakalım Allah
ne
buyuracak?” dedi.
Bu
hâdise üzerine şu âyet-i celîle
nâzil oldu. Allahû Teâlâ yetimlerin hakkına uzanan ellere fırsat
vermedi. Âyetin
meâli şöyleydi:
“Ana-babanın
ve
yakınların bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır. Ana-babanın ve
yakınların
bıraktıklarından kadınlara da bir pay vardır. Gerek azından, gerek
çoğundan
belli bir hisse ayrılmıştır.” (Nisa
Sûresi. 7)
Bu
âyet-i kerimenin inmesinden sonra
Resûl-i Ekrem (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz mirası alan amca çocuklarına, “Evs’in
malından
el çekmelerini ve hiçbir şey dağıtmamalarını” içeren bir haber
gönderdi.
Ümmü
Kühhâ (r. anhâ) eşinin vefatı ile
duyduğu üzüntüye bir de mirasından hisse alamama sıkıntısı eklenince
çok zor
durumda kaldı. Istırabları daha çok katlanarak arttı. Rabbımız onların
sıkıntılarını, hüzünlerini ve mağdûriyetlerini kısa zamanda giderdi.
İndirdiği
bu âyet-i celîle ile ortadan kaldırdı. Bir müddet sonra da Nisâ
Sûresinin 11.
âyet-i celîlesini nâzil buyurarak mirasın, anne-baba, kız-erkek
çocuklar ve yakınları
arasında paylaşımının nasıl olacağını bildirdi.
Bu
âyet-i kerimenin meâli de şöyledir:
“Allah
size,
çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras
vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla
kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız
bir
kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin
mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona
vâris
olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri
varsa,
anasına altıda bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacağı
vasiyetten
ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size,
fayda
bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından
konmuş
farzlardır (paylardır). Şüphesiz Allah ilim ve hikmet
sahibidir.” (Nisâ
Sûresi, 11)
Âlimler
bu âyet-i kerimeleri tefsir
ederken, kulun düşünce ve ameli ile ifrat ve tefritten uzak durmasını
ve her
konuda adâletli davranmasına dikkat çekmişlerdir. Ayrıca şu izâhatta
bulunmuşlardır.
İslâm’ın
miras hukukunda, paylar ile
mükellefiyetler arasında dengeleme yolu tutulmuş, daha çok harcama
yapmak
mecbûriyetinde olanlara çok, daha az harcama durumunda olanlara az
hisse
verilmiştir.
İslâm
âile hukukuna göre evlenirken
mehir verecek, düğün masrafı yapacak olan erkektir. Evlendikten sonra
da gerek
muhtaç olan yakın akrabasına ve gerekse eş ve çocuklarına bakacak,
onlara
yiyecek, giyecek, mesken gibi asgarî ihtiyaçları temin edecek yine
erkektir.
İşte
bu sebebledir ki, genellikle
mirasta erkeklerin payı, kadınlarınkinin iki misli olmuştur.
Hakkında
miras ayetleri inen Ümmü Kühhâ
(r. anhâ) âyet-i celîlede emir buyurulduğu üzere eşinin mirasından
sekizde
birini, kızları da malın üçte ikisini almışlardır. Evs’in amca
oğullarına da
geri kalanı verilmiştir.
Cenâb-ı Allah, Ümmü Kühhâ Hazretleri'nden ve diğer tüm Hanım Sahâbe Annelerimiz'den razı olsun. Bizleri de şehitlik ve şehidelik mertebesiyle müjdelesin. Bu mübarek Hanım Sahâbe Annelerimiz'in şefaâtlerine nâil eylesin bizleri... Amin.
Altınoluk Dergisi
Yorum Gönder