Rubeyyi binti Muavviz radıyallahu anhâ ilmî ve siyasî toplantılara katılan hanım sahâbîlerden... Medine’de İslâm’ın yayılmasına bilgisiyle, görgüsüyle hizmet eden bir hanımefendi... Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimizin evine gelip istirahat ettiği bir bahtiyar hanım!..
O,
Medineli olup Hazreç kabilesinin Beni Neccar koluna mensuptur.
Babası Muavviz İbni Hâris’tir. Annesi Ümmü Yezid’dir.
Rubeyyi babası ile birlikte müslüman oldu. Amcası Muaz İbni Hâris, Birinci Akabe görüşmesinde İslâm’la şereflenip Medine’ye geldiğinde kardeşi Muavviz İbni Hâris’de anlatılanlardan etkilenip müslüman olmağa karar verdi. Kızı Rubeyyi de, babasıyla birlikte kelime-i şehadet getirerek İslâm’ın ilklerinden oldular.
Düşmanlıkla
çalkalanan Yesrib’de İslâm yayılmaya başladı. Yıllardan beri Evs ve
Hazreç arasında devam eden savaşlar halkı usandırmıştı. Yeni dinin
huzur ve
mutluluk getireceğine inanıyorlardı. Müslüman olanlardaki
değişiklikleri
görüyorlardı. Onların güzel ahlakına ve dürüst davranışlarına hayran
kalıyorlardı.
Yesrib’teki
müslümanlar Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e
muracaatla kendilerine Kur’ân’ı öğretecek bir muallim istediler.
Rubeyyi’nin
amcası Muâz (r.a) ile bir kaç kişiden oluşan heyet Mekke’ye gelip
efendimize
durumu arzettiler. Resûl-i Ekrem (s.a) efendimiz Mus’ab İbni Umeyr
(r.a)’ı
onlara İslâm ve Kur’ân’ı öğretmek üzere birlikte gönderdi.
Mus’ab
(r.a)’ın gayretleri ve güzel davranışlarıyla kısa zamanda
Yesrip’te müslümanlar çoğalmağa başladı. Mekke’deki müslümanlar çok
ağır
şartlar içinde yaşıyorlardı. Tahammülü güç işkencelere maruz
bırakılıyorlardı.
Ezâ ve cefâlar artınca hicret izni verildi. Müslümanlar Medine’de
toplanmaya
başladı. Hz. Ömer (r.a) ile birlikte aynı kafilede Iyas İbni Bükeyr ve
kardeşleri Âkil, Âmir ve Hâlid İbni Bükeyr (r. anhüm) de hicret
ettiler. Kuba
köyünde Rifaa İbni Münzir (r.a)’ın evine misafir oldular. Bir müddet
sonra da
Rasûlullah (s.a) efendimiz Medine’ye hicret ettiler.
Medine’liler
neşe ve sevinç içerisinde İki Cihan Güneşi
Efendimiz’i karşıladılar. Teker teker bey’at ettiler. Rubeyyi binti
Muavviz (r.
anhâ) da biatını yeniledi.
Muhacir
ile Ensar arasında kardeşlikler kuruldu. Müslümanlar
güçlenmeye başladı. Bu arada Mekke’den hicret edip gelen Iyas İbni
Bükeyr (r.a)
Rubeyyi binti Muavviz (r. anhâ) ,ya evlenme teklifinde bulundu.
Karşılıklı
kabulden sonra Efendimizin duâsıyla nikâhları kıyıldı.
Rubeyyi
binti Muavviz (r. anhâ) Resül-i Ekrem (s.a)’e son derece
bağlı idi. Onun bir dediğini iki etmezdi. Onun üzerine öylesine titrer
idi ki;
küçücük bir tozun bile üstüne konmasına gönlü razı olmazdı.
İki
Cihan Güneşi efendimiz düğünlerinin ertesi günü Rubeyyi (r.
anhâ)’nın ziyaretine gitti. O sırada küçük kızlar def çalıyordu.
Rubeyyi
(r. anhâ)’nın Bedir’de şehit düşen babasının ve diğer
şühedânın kahramanlıklarını dile getiren şiirleri sesli olarak
söylüyorlardı.
Şehitleri şiirlerle övüyorlardı. İçlerinden birisi: “Ve finâ
nebiyyün
ya’lemü mâ yekûnü fi gadin” mısrasını söylemişti. Yani “aramızda
yarın
ne olacağıni bilen bir peygamber var.” demişti.
Resûl-i
Ekrem (s.a) hemen müdahale etti ve: “Dikkat edin bu sözleri
söylemeyin. Aramızda yarın ne olacağını bilen var demeyin.” buyurdu.
Rubeyyi
(r. anhâ) bilgili, zeki bir hanımdı. İlmi meclislerinde
bulunmayı severdi. Efendimizden çok hadis öğrenmişti. Abdest ile ilgili
hadis
ondan naklen gelmiştir. Bu konuda ashab-ı kiram gelir Rubeyyi (r.
anhâ)’ya
sorardı. Zira Resûlü Ekrem (s.a) efendimiz bir gün onun evinde öğle
vakti
istirahat etmiş, kalkınca abdest almıştı. Rubeyyi (r. anhâ) da
Efendimizin
nasıl abdest aldığına iyice dikkat edip öğrenmişti. Abdest alışını
tamamlayıncaya
kadar ayakta bekleyip, hizmet etmişti.
***
Birgün
Âkil İbni Ebî Tâlib, Rubeyyi (r. anhâ)’yı ziyarete geldi.
Rasûlullah (s.a)’in nasıl abdest aldığını sordu. Rubeyyi (r. anhâ)
şöyle
anlattı.
“Sevgili
Peygamberimiz bize sık gelirdi. Birgün öğle vakti
istirahat etti. Kalkınca su istedi. Su dolu bir ibrik getirdim. Önce
ellerini
güzelce yıkadı. Ağzına, burnuna su verdi. Yüzünü üç kere yıkadı. Sağ
kolunu
dirsekle beraber üç defa, aynı şekilde sol kolunu ovarak yıkadı. Sonra
başını
meshetti. Kulaklarının içini, dışını ve boynunu meshetti. Daha sonra
sağ
ayağını, topuklarıyla beraber üç defa, aynı şekilde sol ayağını yıkadı.
Abdest
almayı tamamlayınca şöyle dedi: “Benim bu abdestim gibi kim abdest
alır
sonra huşû ile iki rekat namaz kılarsa geçmiş günahları affolunur.”
buyurdu.
***
Bir
gün yine Muhammed İbni Ammar (r.a) Rubeyyi binti Muavviz (r.
anhâ)’dan Resûl-i Ekrem (s.a)’in şekil ve şemâlini sordu. Bu soru
karşısında
duygulanan Rubeyyi (r. anhâ) kalbinde coşup taşan sevgiyi şöyle dile
getirdi:
–
“Ey oğul! Eğer sen onu görseydin, güneş doğuyor zannederdin...”
dedi.
Rubeyyi
(r. anhâ) Hz. Osman (r.a)’ın halifelik dönemini de
yaşamıştır. Hayatlarının sonuna doğru ailevî bir geçimsizlik zuhur
eder. Kocası
ile aralarında şöyle bir konuşma geçer. Rubeyyi (r. anhâ):
–
“Bütün mallarımı sana vermek suretiyle senden boşanmak
istiyorum.” diye kocasına teklifte bulunur. Kocası teklifi kabul eder
ve bütün
sahib olduğu mala el koyar, hepsini alır. Rubeyyi (r. anhâ) sadece
zırhını
vermez. Kocası halifeye şikâyet eder. Hz. Osman (r. anhâ)’ın huzuruna
birlikte
duruşmaya çıkar. Her şeyi orada anlatılınca Hz. Osman (r.a):
–
“İleri sürdüğün şart gereğince, dilerse onu da alır.” hükmünü
verir. Rubeyyi (r. anhâ) savaşlarda giydiği zırhı da verip kocasından
ayrılır.
Rubeyyi
(r. anhâ) cesûr kahraman bir hanımdı. Bir çok savaşlara
iştirak ederek müslümanlara hizmet etti. Çok yararlılıklar gösterdi.
Askerlere
su taşıdı. Yaralıları Medine-i Münevvere’ye nakletme konusunda yardımcı
oldu.
Babası ve amcası Bedir’de şehit düştü.
Rubeyyi
binti Muavviz (r. anhâ) hayatının son dönemlerinde kendini
tamamen ibadete verdi. Oğlu Muhammed ile birlikte hayatlarını
geçirdiler. Onun
Resûl-i Ekrem (s.a) efendimizden yirmi küsür hadis-i şerif naklettiği
ve
Abdullah İbni Abbas (r. anhüm)’ın da kendisinden bazı meseleler sorup
müzakere
ettiği rivayet edilmektedir.
Rubeyyi
binti Muavviz (r.anha)’nın siyasî toplantılara katıldığı
veya o taplantılarda konuşulan konulara kulak misafiri olduğu da
nakledilmektedir.
Hz. Osman (r.a)’ın halifeliği döneminde valileriyle ilgili olarak
ortada
konuşulan lâfları Ömer İbni Seleme, Ebû Musa el-Eş’ari Kusem İbni
Abbas, Said
İbni As aralarında konuşurken Rubeyyi binti Muavviz (r. anhâ) da bu
sözleri
duymuştu. Derin bir teesüre kapılmış ve bey’atine sâdık kalmıştı.
Fitnelerden
uzak kalarak yaşamayı tercih etmiş ve kendini tamamen ibadete vermişti.
Cenâb-ı Allah, Rubeyyi bint-i Muavviz Hazretleri'nden ve diğer tüm Hanım Sahâbe Annelerimiz'den razı olsun. Bizleri de şehitlik ve şehidelik mertebesiyle müjdelesin. Bu mübarek Hanım Sahâbe Annelerimiz'in şefaâtlerine nâil eylesin bizleri... Amin.
Mustafa
Eriş
Altınoluk Dergisi
Yorum Gönder